BU söz bana ait değil.
Şirin de gözükmüyor.
Ama halk dilinde yerinde kullandığınızda olumsuz bir neticeye güç veren bir deyim.
En azından ben öyle algılıyorum.
Söyleyenin söylememesi gereken bir söz.
Gelişmelere uyarladığınızda ise yerine cuk oturmuş!
Konuya gelince…
2004 yılında yürürlüğe giren Büyükşehir Yasası ülkemizde birçok değişim yarattı.
Büyükşehir kapsamına giren iller yasanın 5.maddesine göre şöyle tanımlandılar.
Büyükşehir belediyesinin sınırları
Madde 5- (Değişik: 12/11/2012-6360/6 md.)
Büyükşehir belediyelerinin sınırları, il mülki sınırlarıdır.
İlçe belediyelerinin sınırları, bu ilçelerin mülki sınırlarıdır.
Bunun ne demek olduğunu yeni mahallelere kavuştuğumuzda anladık.
Mesela Samsun’un yasadan önce 900 köyü vardı.
Yasadan sonra köy möy kalmadı.
Hepsi eski köy adlarıyla mahalle olarak anılmaya başlandılar.
Büyükşehirden alacaklarını düşündükleri hizmetle önce köylümüzün ağzı bayağı sulandı.
Kolay mı?
Yol gelecek.
Su gelecek.
Kanalizasyon gelecek.
En azından devlet daha çabuk gelecek.
Ama kucaklarına gelen ilk vergi dilimi cıyaklattı biraz köylü kısmını…
Bunun yanında arazi olarak sahip oldukları yerler imar planları yapılınca arsaya dönüştü.
Arsaya dönüşen arazilerinde kıymeti arttı.
Hepsinden önemlisi köylü ekip, biçmeyi bıraktı.
Nasıl bırakmasın ki?
Aylarca uğraşacak.,
Ekip, biçecek.
Ektiğinin karşılığını alamayacak!
İşte tüm bunların yerine sattı bir imar parselini.
Yerleşti şehre.
Afiyetle parasını yedi, içti.
Ama köylü ekmeyince tarımsal ekonomi günden güne dibe vurdu.
Bunu ben biliyorum da siyasetçi bilmiyor mu?
Biliyor elbette!
Bakın, AKP’li eski bakan Erdoğan Bayraktar ekonomi gidişatı söz konusu olduğunda ne demiş:
“Köy olan yerleşim yerlerine mahalle ismi koyarsanız, NAH KALKINIRSINIZ!”
Deyim sevimsiz mi?
Sevimsiz!
Peki gerçeği yansıtıyor mu?
Hem de NAH’ına kadar!