İKTİDARIN kendine ait bir tasarrufu var.
Diyorlar ki “Biz Çoklu Baro Sistemi’ne geçeceğiz.”
Bu sistem nüfusu belli bir sayının üzerinde olan şehirlerde gerçekleşecek.
Mesela İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerde baro sayısı üç olacak, beş olacak.
Bu neye yarayacak?
Neye hizmet edecek?
Sonuç olarak ne getirecek?
Mevcut durumda bu illerdeki baro oluşumu iktidarın hoşuna gidecek gibi değil.
Genelde iktidar gibi düşünmüyorlar.
Avukatlar kendi özgür iradeleriyle her kentte tek bir baroya bağlı olsun istiyorlar.
Yani, iki bin avukatın bir araya gelip kuracağı yeni bir baronun özgürlükçü demokrasiyle çatışacağı düşüncesindeler.
Bu konuda bir yasa teklifi meclisin gündeminde.
Ne kadar tartışılı bilmem ama Cumhur İttifakı’nın oyları bu işi belirleyeceğine göre sonuç onların istediği gibi olur.
Peki, sonuç ne olur?
Adalet Sistemi’ne ne getirir?
İşte bu konuda 81 ildeki baronun başkan ve yönetimlerinin olumsuz düşünceleri ve şerhi var.
Hatta Samsun Baro Başkanı Av. Kerami Gürbüz tepki koyarak istifa etti.
Sonucu hakikaten ben de merak ediyorum.
Bu barolara hakim olmakla bitecek mi?
Sırada başka sivil toplum kuruluşları olacak mı?
Olursa, ne olacak?
Bir birey olarak, her kişi ve kuruluşun özgürce kendi fikirlerini ifade etmesi taraftarıyım.
Özgürce ifade edilen düşünceler, iktidarda olanların yanlışlarına parmak basabilir.
İstifade edebilecekleri düşünceleri sunabilir.
Bazı yanlışların düzeltilmesi için aracı olabilirler.
Elbette salt muhalefet etmek ve tenkit etmek alışkanlığına sahip olmak doğru değildir.
Ama özgürlükleri savunup, demokratik düşünceler ve ifade özgürlüklerine sahip olduğumuzu iddia edip, bunlardan rahatsız olup, engel koymaya çalışmak da bana pek sevimli gelmiyor.
Bu ülkede beraber yaşıyoruz.
Aynı kaderi yaşayan insanlarız.
Birbirimize tahammül edip, fikirlerimize saygı göstererek onlardan istifade etmek varken, sadece kendi düşüncelerimize herkesin itibar etmesini beklemek niye?
Başka Türkiye yok.
Bu ülkenin, bu milletin ortak kaderini belirlemek varken birbirimizi dışlamayalım.
Amacımız bu ülkenin ve milletin refahı ise;
Birazcık birbirimizi dinleyip, tahammül etsek ne olur?
Ne kaybederiz?