HAYATIN çilesini çekmiş, sillesini yemiş insanlarla karşılaşmak güzel.
Gerçekleri paylaşıyor.
Gerçekleri duyuyorsunuz onlardan…
Asla palavra sıkmıyorlar.
Özverili ve güvenliler.
Hayatın yaşadıkları kısmının onlara kattıkları deneyimle yüzleşiyorsunuz onlarla konuşuyorken…
Hepsinden önemlisi,
Kendi ihtisas dallarının hayatlarına, yaşamlarına katkılarının bedenlerine kattıkları olgunlukla karşınızdalar.
Ne kendilerini kandırıyorlar.
Ne karşılarındakini…
İşte böylesi bir kişilikle sohbetteydim dün…
Kendisi bir hekim.
Branşında söz sahibi bir hanımefendi.
Geçmişinde yaşadığı bir talihsizliği çekinmeden paylaşacak kadar yürekli.
Bir cezaevi anısı var.
Hayatta herkesin başına gelecek türden bir talihsizlik.
‘Yarın kimin başına ne gelecek bilemezsiniz’ sözleriyle hatırlıyor ve anlatıyor bir daha yaşanmayası o günleri…
Geride bırakmış artık ve bugüne,
Önüne, geleceğe bakıyor.
İyi de yapıyor.
Geçmişinizle yaşayamazsınız.
Doğru olanı, dünde yaşadıklarınızdan ders çıkartıp, geleceğinizi yönlendirmek olmalı.
Hayatı ve mesleğinin erbaplarını iyi tanıyor doktorumuz…
‘Bir çaba olacaksa.
Bir hedef koyacaksanız.
Önder, lider olmaya hevesliyseniz.
Toplumun önüne çıkmak gibi bir gayeye sahipseniz.
Bunu başkaları üzerinden yapamazsınız’ diyor.
Beraber olduğunuz ve hedefleriniz doğrultusunda medet umduğunuz çevreniz size bu yolu açamaz.
Onlar her daim güçlünün yanındadır.
Hedefinize bir şekilde ulaştığınızda, elleri omuzlarınızda…
Yaya kaldıysanız, hain gülüşleri ardınızdadır düsturunu öne çıkartıyor benim gibi…
Sosyal, toplumsal, siyasi her ne yönde hedefiniz varsa;
Bilmelisiniz ki;
Sosyal geçmişinizdeki artılar, başarılar ve izler rehberlik edecektir size…
Bugüne aldanmayın.
Dün de, yoksanız;
Yarın da yoksunuz.
Geleceğinizi şekillendirecek olan yalancı alkış ve destekler değil…
“Sosyal Backgroundunuzdur” hatırlatmasını yapıyor sevgili doktorum…
Adını veremiyorum elbette ama “Ne yaptıysan elinle. O gelir seninle…’ diyor özetle…