YANLIŞ hatırlamıyorsam Karadeniz Bölgesindeki ilk tanjant yol Trabzon’a yapılmıştı.
Sahil yolundan merkeze dönen yol olarak planlanmış ve yöre halkının hizmetine sunulmuştu.
Karadeniz Sahil Yolu Projesi kapsamında Rize’ye kadar sıralanan illerin coğrafi sınırları içerisinde şehir içinde kalan yolların tamamı çevreyoluna dahil edildi.
Artık Samsun’dan Doğu Karadeniz’e yöneldiğinizde il ve ilçe merkezlerini kullanmıyorsunuz.
Bu çok büyük bir rahatlık ve konfor.
Aynı zamanda şehir içi trafiğinin rahatlatılması anlamında da büyük bir katkı.
Karadeniz’in en büyük ve ilk büyükşehri olan Samsunumuzda da planlanmış birçok proje var.
Ki özellikle Doğu ve Batı Çevreyolları bugün bölgede tamamlanmış birçok projeden önce planlanmıştı.
Ama sıra Samsun’a gelince, nedense yıllarca hiçbir ödenek aktarılmadığı için bizim projelerimiz atıl duruyor.
Batı Çevreyolu, Büyükşehir Belediyesi’nin işin içine girmesiyle bir yola girdi.
Ama Doğu Çevreyolu için bugüne kadar tık yok!
Bakın şu konuyu özellikle dikkatinize sunmak istiyorum.
Samsun-Çarşamba Havalimanı’na ancak Çarşamba yolunu kullanarak ulaşabilirsiniz.
Özellikle pik saatlerde hem şehir içinden çevreyoluna çıkış, hem de Canik-Havalimanı arası trafik açısından oldukça yoğun oluyor.
Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı’nın sabah saatlerinde 10.30’a kadar gösterdiği yoğunluğa ve sahil yolunun sanayi bölgelerden geçen kısmında, bu yoğunluklara birde bir trafik kazasının eklendiğini düşünün.
O saatlerde havalimanına ulaşacak alternatif bir yolumuz yok.
Bu nedenle Doğu Çevre Yolu, Samsun için olmazsa olmazımızdır.
Ben Samsun ilinin yönetimine katkıda bulunanların bundan bihaber olduğunu düşünemiyorum bile…
Bakın bu kentin siyasetinde, AK Parti Cevre ve Şehircilikten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan var.
Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı ve 17 yıl bu ilin Büyükşehir Belediye Başkanlığını yapmış Yusuf Ziya Yılmaz var.
Bayındırlık Bakanlığı yapmış ve halen Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürüten Mustafa Demir var.
Yıllarca bu ilde il başkanlığı yapmış Fuat Köktaş var.
Bu kadar ‘var’ın arasında biz bu yokluğu neden çekeriz, anlamış değilim.
Neden konuya merkezinden müdahil olmak istemezsiniz, onu da…