DAHA kısa bir müddet önce Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca açıklamıştı.
Ülkede vaka sayısında azalış olarak pozitif rakamlara ulaşan beş il içerisindeydik.
“Hadi normalleşelim” dediler, her şey bitti zannettik.
Maskeymiş, sosyal mesafeymiş hak getire…
İnsan sirkülasyonunun en yoğun olduğu fırınlara bile bakıyorum girişte camda “Maskesiz ve iki kişiden fazla girilmez” yazısına rağmen dikkat eden insan sayısı az.
Gerçi fırın içindekiler kendilerini korumaya almış.
Maske takıyorlar.
Ellerinde şeffaf eldivenlerle servis yapıyorlar ama maskesiz birine en ufak bir ikaz yok.
Bu anlamda çok güzel bir örneği İlkadım Sanayi Sitesi’nde yaşadım.
Bir malzeme almak için gittiğimiz işyerindeki genç çocuk koca mekânda tek başına olmasına rağmen beni araçta bıraktığım maskemi takmamış olduğum için içeri almadı.
Ben de beraber geldiğim arkadaşı alışveriş için orada bıraktım ve çıktım.
Doğrusu oradaki elamanın yaptığıydı.
“Bir şey olmaz” mantığını terk edip gereken tedbirlere uymamız ve uydurmamız gerekiyor.
Bakın bayram öncesi ve sonrasında vaka sayısında bir artış olduğu gerçek.
Bu rakamlara ne kadar yansıyor bilmemem ama hastanelerimizde görev yapan doktorlarımızın ifadeleri hiç de iç açıcı değil.
Zaten bu da korona virüs yoğunluğunun az olduğu bölgelerde bayram sonrası kırmızı renge dönüşmüş olmasıyla netleşiyor.
Biz hala bu virüsü oyun zannediyoruz.
Bu meyanda yapılan açıklamalara da kendimizi inandırmaya çalışıyoruz.
“Oysa zatürreye yakalanmış hastaların ciğerlerine birazcık oksijen gitmesi için günlerce yüz üstü yatmalarının onlara çektirdiği ızdırabı bir bilseniz tedbiri elden asla bırakmazdınız” diyen doktorlarımızın sesine kulak verirdiniz.
Henüz bu anlamdaki tehlike sürüyor.
Lütfen kendiniz için, aileniz için, sağlıklı bir yaşama devam etmek için uyarılara kulak verin.
Vermekle de kalmayın;
Uygulayın…
Uygulatın…
Normalleşmeye direnmeyin!