ÇOK zor günleri yaşadı ve gördü bizim nesil.
Hakikaten bir devletin yaşayabileceği tüm talihsizlikleri yaşadık.
İhtilal, muhtıra, kalkışma derken düzeni yıkmaya yönelik ne varsa girdi hayatımıza…
Yaşamadan çok şeyin farkına varamıyorsunuz.
Sonradan dinlemek ve okumak ise hissiyatsız bir roman okumaya benziyor.
Kardeşin kardeşe kırdırıldığı 80 öncesinde bir başkasına benzerliğim nedeniyle kafasına
tabanca doğrultulmuş biriyim.
Beni tanıyan bir başka idealist tarafından tanındığım için tesadüfen yaşayanlardanım.
Gazi Caddesi ile Osmaniye Caddesi arasında iki karşıt grubun silahlı çatışması arasında kalışım çok kezdir.
O günlerden çoklu demokrasiye geçişin ne demek olduğunu, daha doğrusu demokrasinin ne demek olduğunu öğrenemeyen çok kafa var hala bu ülkede.
Rahatlık batıyor kimilerine…
Emperyalist güçlerin ayak oyunlarına kendilerini kaptıranlar ulus olarak neler kaybedebileceğimizi…
Ya bilmiyorlar
Ya anlamıyorlar.
Ya da anlayamıyorlar.
Cumhuriyetimizin temellerinin hangi şartlarda atıldığını ve yüzyıla ulaştığını idrak edemeyenlere biraz tarih okumalarını tavsiye ediyorum.
Ancak o zaman 15 Temmuz’da tekerrür edilmeye çalışılan kalkışmanın ne memem bir tehlike olduğunu kavrayabilirler.
15 Temmuz için çok şey yazılıp söylendi
Meclis tarafından araştırılmasına izin verilmediği için ardındaki gerçeklere tam olarak vakıf olmamız mümkün değil.
Türk halkının sağduyusu ve vatan sevgisi o günün karanlığa dönüşmesinin önündeki en büyük engeldi.
Ülkemiz üzerinde kirli emelleri olanların yıllarca kazdıkları kuyuya bu engel sayesinde düşmedik.
Bu cennet vatanda huzur, birlik ve kardeşlik içinde yaşamayı öğrenmemiz ve şart kılmamız gerekiyor.
Ancak bu şekilde aydınlık günlerimizin devamını sağlayabiliriz.
Allah emeli ve niyeti bozuk olanlara fırsat vermesi ve o tür günleri bir daha yaşatmasın.