BİZZAT yaşamadan bazı şeylerin ciddiyet ve hassasiyetini yeterince hissedemiyorsunuz.
Tabii kendi kentimden bahsediyorum.
Bu kentin günlük sorunlarından...
Halkımıza sıkıntı veren olumsuzluklardan…
Sonra düşünüyorum kendi kendime ve bir çözüm önerisi üretebilir miyim diye...
Bunu yaparken çok umutlu olduğumu söyleyemiyorum tabii…
Zira genelde kent yöneticileri her sese kulak vermek gibi bir alışkanlığa sahip değiller.
Oysa dinlemeliler.
Önerileri okumalılar.
İçlerinde işlerine yarayacak bir ipucu yakaladıklarında, olabilirlik ihtimalini değerlendirmeliler.
Bunun için direkt kafa yormalarına da gerek yok aslında.
Emirlerinde birçok insan var.
Çoğunun kendi dallarında deneyimli ve ihtisas sahibi olduklarını düşünmekteyim.
Yani araştırma ve yerindelik görevini onlara devir edebilirler.
Biraz sadede gelmek gerekirse, dün sabah oğlumu iş yerine bırakmak üzere sabah 07.30’da Atakum’dan yola çıktım.
Endüstri Meslek Lisesi kavşağına geldiğimizde trafiğin o saatte bile bir hayli yoğun olduğunu gördüm.
Tabii her sabah böyleymiş.
Saatler geçtikçe de o trafik, Türk-İş Kavşağı’na kadar tıkanma noktasına geliyor.
Benim bildiğimi mutlaka bu işle ilgilenen yetkililer elbette biliyor ve kafa yoruyorlardır.
Özellikle UKOME’de bu tür konuların tartışıldığını ve çözüm önerileri üretmeye gayret ettiklerini umuyorum.
O halde ben ne demekteyim?
Bu yoğunluğun gün geçtikçe artacağı gerçeği ortada.
Dolayısıyla trafiği pik saatlerde kitleyen Karayolları kavşağından, Atatürk Bulvarı’na akan trafik acaba o saatlerde engellenip, Ankara yolundan verilebilir mi?
Bu bir fikir tabii…
Çözüm üretici olanlar mutlaka doğrusunu bilirler ama bu soruna ve geleceğe yönelik düşüncelerini kent halkı ile de paylaşırlarsa memnun olurum.
Ha derlerse ki ‘Akıllı Şehir Trafik Güvenliği Projesi’ ile bu iş yoluna girecek.
Bekler, görür, ona göre konuşur ve değerlendiririz.