ANALARIN yüreğini karalara bağlayan haberdir evlatlarının şehit düştüğü haberdir.
Asker gelir kapıya…
Ellerinde Türk bayrağı vardır.
Ailesine teslim eder ve şehit mertebesine ulaştığını söyler.
Sonra malum kalabalıklar…
Taziye için cenazeye ve mezarlığa gelenler...
Ön saflarda hep onlar vardır.
Şehit yakınları bir omuz genişliği kadar yer bile bulamazlar.
“Şehitler ölmez vatan bölünmez” nidaları ile tüm acılar son bulur sanırlar gidenin geri dönmeyeceğini düşünemeden…
Her Türk gencinin en kutsal görevidir askerlik…
Koşa koşa gider memleket sevdalısı her genç…
Dün de öyleydi.
Bugün de öyle.
Vatan topraklarını korumak için can verip, şahadet şerbetini içmek korkutmaz.
Aksine şeref nişanıdır.
Yıllardır ülke düşmanlarına karşı verilen bir terör mücadelesi olduğunu biliyoruz.
Ana kuzuları dağ, bayır, yağmur, çamur, kar, soğuk demeden ellerinde tüfekleri, yüreklerinde sevdikleri gözlerini kırpmadan yürüyor eşkıyanın üzerine…
Onlar için ölüm kol gezerken…
Annelerin yürekleri ellerinde…
Nasıl olmasın ki?
Günlerce dağda, bayırda, yorgun ve uykusuz eller tetikte…
Biliyorlar ki, karşıda kahpe bir kurşun beklemekte…
Uzun ve gergin saatler yorar, gerer insanı...
Gülmeyi unutturur.
Zaten gülmeye zaman da yoktur.
Bunları niye söylüyorum biliyor musunuz?
Kentimizin bazı yetkilileri bir şehidi anma töreninde asker selamı vermiş.
Hepsinin yüzünde güller açmış.
Gülücükler saçmışlar.
Oysa askerlik ciddi iştir.
Asker selamı da…
Asker de…
Ölüme gülümser de...
Gülmeden gider ölüme!