YILARDIR tanıdığı ve kardeşim gibi sevdiğim bir kimliktir.
Sanırım o da beni, bir ağabey olarak sever ve sayar.
Metin Sinecek.
Kendisi uzun süredir Atakum Esnaf Kefalet Kooperatif Başkanı.
Esnaf memnun olmalı ki görevinin başında kalmaya devam ediyor.
Gerçi Samsun’da koltukların kolay kolay devir edilmediği de bir gerçek.
Ama ben Metin Sinecek’in şahsında bu düşünceyi pek geçerli kılmam.
Halkın içinden gelmiş, bu kentin çocuğu olmayı her daim başarmıştır.
Kooperatif binasının girişine vücut ısısını ölçümleyen bir termal kamera koydurtmuş.
Kooperatife giriş yapan vatandaş ve esnafın vücut ısısı tarandıktan sonra binaya giriş yapmalarına izin veriliyormuş.
Virüsün el ve ayak uzuvları ve nefes yolu bulaştığını bildikleri içinde her türlü hijyen uygulaması ile tedbirleri üst seviyede tutmaya çalışıyorlarmış.
Tebrik ederim.
İyi niyetli ve başarılı bir önlem ve çalışma.
Ben haberi okuduğumda bir başka yönüyle değerlendirmeyi uygun buldum.
Geçen gün Atakum’da faaliyet gösteren bir pide salonu işletmecisini dinledim.
Son derece dertliydi.
Anlattı, dinledim.
Korona virüs nedeniyle iktidarın açıkladığı büyük, küçük tüm kredi olanakları için başvuruda bulunmuşlar.
Günler, aya dönüştü hiçbir sonuç alamadık.
Hele hele hafta sonları uygulanmaya başlanan sokağa çıkma yasağı işin tuzu biberi oldu.
İşlerimiz bıçak gibi kesildi.
Kendimizi bile ayakta tutacak gelirden yoksun kaldık, dedi.
“Neden bağlı olduğunuz Esnaf Kooperatifinden kredi talep etmiyorsunuz” diye sorduğumda;
“Kooperatif kefilsiz kimseye kredi vermiyor. Bu devirde kim kime kefil olur” diye yanıtladı sorumu.
Bu olağanüstü dönemde kooperatiflerin daha özverili ve fedakârca üyelerinin yanında olması ve bazı kuralları esnetmeleri gerektiğini düşünenlerdenim.
Bu dönemde ne kadar esnafa kredi tahsis ettiklerini bilemem tabii.
Ama bana sanki kimsenin kimseye kefil olmaya yanaşmayacağı dönemde kredi talepleri asgari düzeyde olacaktır.
Dolayısıyla kooperatifin kapısını çalacak insan sayısı bir hayli az olacağına göre insanın aklına; “Termal kameralı önlem aslında kime” diye bir soru geliyor.
Şimdi, sevgili başkan kardeşim, “Biz sağlık için iyi niyetli bir önlem aldık, senin dediğine bak” diyebilir.
Ben de “Olaya böyle yanaşmasam dikkatleri esnafın derdi üzerine bu kadar yoğunlaştırabilir miydim?” deme hakkına sahibim.
Önlem kim için olursa olsun, yerinde tartışmıyorum.
Ama bu ara onları kollamak için verilen makamı biraz daha esnafın derdine çare olacak iyileştirmeleri sağlamak için kullanmak gerekmiyor mu?