ÜÇER beşer maaş çoktandır ülkemizin gündeminde…
Bunu tenkit etmek isteyenlerin elinde çok önemli bir materyal var;
Ekonomideki kötü veriler.
Açlık sınırının altında yaşayan milyonlar.
Asgari ücret ya da emekli maaşı ile geçinme cambazlığına soyunmuş çilekeş bir halk kesimi…
Hal böyle olunca ballı maaşlar bir bir ortaya çıkartılıp, tartışma konusu yapılıyor.
Yakışıklı bir durum değil haliyle…
Alınan maaşları haklı haksız diye ayırmak mümkün değil.
Hele ki hiçbir mesai sarf etmeden, liyakate uygun olmayan kimliklerle bu paraları cebe indirmek, kabul edilebilecek bir şey değil.
Bu kadar sefaletin yaşandığı bir ülkede hangi mazeretin ardına sığınırsanız sığının, kimselere kendinizi anlatamazsınız.
Ama ülke genelinde konuşulan bu konuları yerele uyarlamanın sadece işin kolayına kaçmak olduğunu söylemeliyim.
Siyaset hakikaten farklı bir mecra...
Onun içinde olmak, fıtratına uymak herkese uygun değil.
Ya çok paranız olacak.
Ya bir siyasi hedefiniz olacak.
Ya da hakikaten ülke için yararlı olacağınız düşünülerek siyasete davet edilmiş biri kimlik olacaksınız.
Bugün siyasetin içinde olanlar bu üç şıktan hangisine dâhil olduklarına kendileri elbette bilirler.
Ama salt siyaset yapıyorum görünebilmek için siyaseti masa başında yapmak alışkanlığından vazgeçmelerini öneriyorum hepsine…
Kendinizi ancak halkın ayağına giderek anlatabilir ve düşüncelerinize inandırabilirsiniz.
Ki bunu en çok yapması gerekenler, muhalefette olan parti temsilcileridir.
Duyuyorum ki, X Parti üyelerini ziyaret ederek bilgilerini güncellemiş.
Peki bu X Parti, kendi gibi düşünmeyen kaç vatandaşı partisine dahil edebilmiş?
Dolayısıyla iktidarın yolunun, körlerle sağırlar birbirini ağırlar mantığından değil, sizden olmayanları bünyelerini dahil edebilmekten geçtiğini bilmekten geçiyor.
Yoksa ülke genelinde ağızlara sakız olmuş bir konuyu yerele indirgeyerek, bunu bir siyasi çalışma olarak sunmak sadece kolaycılık olur ki, geçmişte bunun neredeyse her dönemde uygulamasının yapıldığını hatırlanması istenir.
Mesela, Sayın Kemal Vehbi Gül’ün, 17 yıllık başkanlık döneminde,
Mesela, Rahmetli Muzaffer Önder’in, 10 yıllık başkanlık döneminde,
Mesela, Sayın Yusuf Ziya Yılmaz’ın, 19 yıllık başkanlık döneminde, belediyenin ağır yüklerini üstlenen ve mesai disiplini olmadan çalışan üst düzey bürokratlar her dönemde SASKİ, İmar İnşaat ve bunun gibi kurulların yönetim kurullarında yer alarak mesailerini karşılığı bir şekilde karşılanmaya çalışılmış.
Başka, başka parti dönemlerinde 46 yıldır hiç karşı çıkılmayan bu uygulamaları şimdi yeni bir şeymiş gibi gündeme getirmek ne kadar inandırıcı olur ki, sizce?
Bence siyaset adına bir cücük çıkmaz buradan...
Sahaya inin sahaya!
Millet sizi bekliyor orada!