BUGÜNLERDE belediyeler sıklıkla gündemde..
CHP’nin belediye başkanlarıyla son yaptığı toplantı yerel yönetimlerin yönetici belirleyiş biçimleriyle ilgili toplum hassasiyetini ortaya koymak açısından belirleyici oldu.
İşe eş, dost, akraba alımlarında gerekli özenin gösterilmesi konusunda uyarıldı başkanlar.
Tabi 31 Mart’tan bu yana geçen süre bu konuda bazı gerçekleşmiş eylemlerin önüne geçmekte geç kalınmış olduğunu da ortaya koydu.
Ortak hassasiyetler bir şekilde yoluna koyulabilir ve uygulanabilir hale getirilebilir buna çok takılmanın gereği yok.
Zira belediyeleri fazlasıyla meşgul eden başka sorunlar var.
Ki, bunlardan biri hatta en önde geleni;
İş talepleri!..
Ne zaman hangi belediyeyi ziyaret etsem özel kalemleri lebe leb dolu.
İnanın bana gelen her yüz kişiden doksanı iş talebiyle veya belediyenin herhangi bir biriminde çözebileceği bir sorunu başkan talimatıyla çözmek için orada..
Hal böyle olunca başkanlara belediyenin gerçek sorunlarıyla uğraşmak için zaman kalmıyor.
Her gün akşama kadar dolup taşan ziyaretçi akınıyla sadece çay içip, sohbet ederek mesaiyi tamamlamak mecburiyetinde kalıyorlar.
Bu konuda çok radikal bir örnek vereyim size.
Atakum Belediyesi’nin Başkan Danışmanı Vedat Yılmaz bana;
“Başkanı bir dakika görmek, belediyeye ait bir sorunu görüşmek için ya misafirini kapıdan yolcu etme anını beklemek, ya da gece geç saatleri veya hafta sonu tatil gününü beklemek mecburiyetinde kalıyorum” demişti..
Bu durum bütün belediyeler de aynı.
Halkımız seçimlerde oy verdiği için başkanların her gün, her an onlarla bire bir görüşmek mecburiyetinde olduğunu düşünüyor ki;
Külliyen yanlış düşünce..
Benim Samsun halkına tavsiyem,
Çözüm merkezlerine başvurarak dahi kolayca halledebilecekleri bir iş için başkanları meşgul etmemeleri.
Ya da, iş talepleri için.
Çünkü biliyoruz ki, bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu mevcut durum itibariyle istihdam ve iş taleplerin yüzde doksanı belediyelere yapılıyor.
Ama belediyelerin böyle bir imkânı yok.
Bir başka ortak sıkıntıları ise mevcut işçi sayılarında.
Bu konu geçmişte o kadar abartılmış ki !.
Bakın bir somut örnek vererek bitireyim.
Atakum’dan kat ve kat mali gelire ve nüfusa sahip İstanbul Beşiktaş Belediyesi’nde işçi sayısı sadece 750 iken, Atakum’da bu sayı 2 binlere ulaşıyor..
Nüfusa ve gelire oranla bir enflasyon yaratan bu oran ortadayken hala kendisini veya bir yakınını belediye atmak için uğraşanlara sesleniyorum;
1-Böyle bir imkan yok..
2-Şu ziyaret işlerine bir son verin ve başkanları çalışmaya bırakın.