İNSANIN kendisini denetim altına alabilmesi son derece zor bir iş.
Zaten kendimizi denetlemeyi öğrenmeye başladığımız andan itibaren hayatımızı da kontrol altına almaya başlamışız demektir.
Hayatını kontrol etmeyi başarabilen kişi ise, hayatını bir şekilde etkileyen çevresinde ne varsa, onları da kontrol etmeyi başarabiliyor demektir.
İnsanın kendisinden başlayan bu denetim mekanizması giderek dalga dalga bütün çevresine genişleyerek yayılır.
İşte bu denetimin ilk halkası olan kişinin kendi üzerinde uygulayacağı basit denetim uygulamaları yapabilirsiniz.
Kendi üzerinizde kuracağınız denetimle ilgili çeşitli yöntemler anlatılıyor.
Ancak bunları tekrarlayabilmek için kuvvetli bir isteğe sahip olmak gerekiyor.
Kendi kendinize şöyle sorun; Kendimi kontrol altına almak istiyor muyum? Kendimi yeterince denetlemeyi başardığım zaman çevremi de denetleyebilmem mümkün olacak.
Ben böyle bir şey istiyor muyum?
Bu soruların cevabı içinizden yükselen kuvvetli bir ‘‘evet’’ ise istek gücünüzü harekete geçirdiniz, demektir.
Bunun sonucu özgüven, başarı ve denetimden çekinmemek demektir.
İşte Canik Belediyesi’nin yaptığı böyle bir şey.
2,5 yıllık hizmet dönemini teftiş etmeleri için Samsun Valiliği’ne başvuru yapıyorlar.
‘Gelin bizi teftiş edin, denetleyin’ diyorlar.
Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, “Yerel yönetim tarihinde belki böyle bir şey görülmedi ama biz kendi görev dönemimizi teftiş ettirdik” diyor.
Böyle bir talep ilk midir, bilemiyorum ama özgüvenin, çalışma döneminde yapılanlara güvenin ağababasıdır!
Çalışmalarına çok yakın olamadığım Canik Belediyesi’ni ve başkanını kutluyorum.
Yaptıklarınıza güvenmeseniz,
Dürüst ve ilkeli bir çalışma ortamı yarattığınıza inanmasanız,
Hak etmeyenin kursağından haram kuruş geçmediğini bilmeseniz,
Böyle bir talepte bulunamazsınız.
Yerel yönetimlerden beklenen budur.
Düzgün olmak.
İlkeli ve dürüst çalışmak.
Üretken olmak.
Halk menfaatine projeler üretip, devletin, milletin parasına sahip çıkarak makamın hakkını vermek.
Özgüvenin tavan yaptığı ve kendine inanan bir belediye ve başkanını kutluyorum yeniden.
Dedim ya, Canik çalışmalarına uzağım.
Ama bir öneri hakkım olduğunu düşünsek, belki Sayın Sandıkçı’ya, biraz daha sosyal olmasını önerebilirim.