BU ibareyi çok sık okuduk ve duyduk değil mi?
Pandemi döneminde hep gündemdeydi.
Doğrusu da buydu zaten.
Yazmak ve duyurmak değildi önemli olan…
O yasağın muhatabı olan bizlerin koşulsuz uymak gerekliliği idi.
Yasaklara ne kadar uyduk.
Bizden istenen kuralları ne kadar yerine getirdik, bunun çetelesini ben tutmadım.
Ama Valiliğin, İl Emniyet ve Sağlık müdürlüklerinin çok sıklıkla vatandaşın kurallara uymadığı konusundaki açıklamalarını ve duyurularını hatırlıyorum ama…
Yani, bir yasağı ilan etmek…
Bir yere tabela dikmek…
Bunu sık sık dile getirmek, kuralı uygulatabilmek anlamına gelmiyor.
Takip etmezseniz…
Yasağı deldirmemek için önlem almazsanız, koyduğunuz yasak, ‘Laf olsun, beri gelsin’den öte gitmiyor.
Bakın ben neredeyse bir yıldır Alanlı bölgesinde yaşıyorum.
Yeni gelişen ama kırsal alışkanlıklarından kurtulamamış bir bölge.
Bunda yerleşim ve yaşam disiplinimizin olmaması…
Toplum yaşamına uyum kurallarını dikkate almamamız…
Bunun dışında kural koyucuların kendi koydukları kuralları takip etme anlayış ve disiplininden yoksun olması, bölgenin yaşam kalitesinde fakirliği yaratan en büyük unsur.
Çünkü öncelikle kural koyucuların böyle bir derdi yok.
Onlar daha çok öne çıkabilecekleri etkinliklerin peşinde.
Sadede geleyim, Alanlı sırtlarında bir piknik yeri var.
Görünen o ki bir kısmı Atakum Belediyesi’nin, bir kısmı da Orman Müdürlüğü’nün yetki alanında…
Girişinde de bir tabela var; “Pandemi kuralları nedeniyle piknik yapmak yasaktır” yazıyor.
Yasak mı peki?
Vallahi benim gördüğüm haftanın her günü ve özellikle de hafta sonları piknikçiler burayı dolduruyor.
Sadece doldurmakla da kalmıyor, bütün çöplerini çimlerin üzerinde bırakıyor, canım gibi yeşil alanı bir çöplüğe döndürüp gidiyorlar.
Çöplerden kimsenin haberi yok.
Alan tabelaya göre kapalı olduğu içinde denetim ve kontrol yok.
O çöpler, piknik alanında yaşayan köpeklerle, her sabah karşıma çıkan sincap ailesinin işine yarıyor.
El sonuç;
Yasak var, uyan yok.
Peki, uymayanı takip eden var mı?
Maalesef o da yok!