YILLARDIR yerel yöneticileri eleştiririz proje üretmiyorlar diye…
Yol, kaldırım, duvar, badana, boya rutindir.
Zaten görevdir de…
Ekstra bir imalat sayılmaz.
Zaten onlarla karşımıza gelenleri burun kıvırarak karşıladık hep…
Geçenlerde mevzu oldu, dinledim.
Yazılıp çizilenleri de okudum sonuna kadar...
İlkadım Belediyesi’nin Uzgur ve Kuşçulu köyleri civarında düşündüğü Kule Projesi...
İlk bakışta uçuk gelebilir.
Ama şöyle düşünmek lazım.
19 Mayıs kenti Samsun’un, Atatürk Anıtı dışında simgeleşmiş bir sahipliliği var mı?
Kimileri uzun ve sivri binaları bu kategori içine sokabilir ama ben katılmam.
Konuşulacak, tartışılacak ve geliştirilecek çok yönü var Başkan Demirtaş’ın projesinin ama niye var, denilecek bir proje değil.
Bence yermek yerine fikir ilave etmek, albenisini geliştirmek gerek.
Yapılacağı yeri bilmeyenler ortaya çıkacak manzarayı tahmin edemeyebilirler.
Düzayak bile tüm Samsun’u kuş bakışı gören bir yerdir orası…
Seyrine doyamazsınız belki ama emsali seyir teraslarından farklı ve kullanışlı olması gerekir.
10 dönümlük bir arazinin tüm proje alanlarına yetip yetmeyeceğini ancak avam projesini gördükten sonra söyleyebilirim.
Handikapları da az değil.
Yapım için tercih edilen bölgenin sosyal yapısı…
Ulaşım için yol kalitesi…
Belediyenin öz kaynaklarıyla yapılamayacağı için gerekli finansın sağlanması…
Zemin bilgilerinin iyi araştırılması ve deprem yönetmeliklerine uygunluğun tartışılması…
Yani ön hazırlığın ve AR-GE’sinin çok titiz yapılması gerekiyor.
Proje hakkında henüz Başkan Necattin Demirtaş ile konuşmak fırsatım olmadı ama ‘Nereden çıktı bu proje’ demek yerine iyi niyetle tartışmayı yeğliyorum.
Kabul ediyorum maliyetli ve zor proje…
Ama iyi şeyler zorluklardan çıkmıyor mu?
Bu proje durup dururken çıkmadığına göre anlatılması için Demirtaş’a zaman ve fırsat tanımak gerekmiyor mu?
Bence iyice bir dinlemek ve anlamak gerek.
Eksiği, güdüğü ve yararını tartışmak, nasıl olsa bizim.
Yapılabilirliği imkan dışı olursa da vazgeçmek Demirtaş’ın elinde değil mi?