O yokmuş, bu yokmuş hiç fark etmiyor.
Ki maçın oynandığı hava koşullarında güçlü fiziği ile en çok iş yapacak Marius Moundilmadji yok.
Dışarıdan baktığınızda yine orta sahada fizik üstünlüğü sağlayabilecek Ntcham yok.
Kingsley yok.
Maç başlarken bu futbolcular sahada olmalıydı diye düşündüm.
Ama Samsunspor’un bücürlerine haksızlık etmişim.
O, ne koşmak.
O, ne çalışmak.
O, ne pres yapmak öyle.
Emre, Muja, Celil, Holse…
Bayıldım hepinize…
Vallaha emeklerinize sağlık.
Hadi ilk gol oynasaydı Marius’u tutmakla görevlendirilecek olan ve görevini yerine getiren Samet’ten geldi ama;
İkinci golün gelişini bence defalarca seyredin.
Hani o, orta sahanın Bennasser destekli bücürler, Celil, Holse, Emre var ya.
Öyle bir pres yapıp kazandılar ki topu…
Ve Dimata öyle güzel aktardı ki Emre’ye…
O da muhteşem sol ayağı ile bu ikramı ret etmedi ve Rize ağlarını ikinci kez sarsan golü filelere itekleyiverdi.
Bütün bunlar, ilk yarıya ait doneler…
Ama daha o yarı oynanırken topun mülkiyetini elinde bulunduran Rizespor’un mesajını okuyamadı Thomas Reis…
Zira ikinci yarıya üç değişiklikle başlayan Rize, oyun hâkimiyetini daha da belirgin hale getirdi.
Çünkü bu yarıda Samsunsporlu oyuncular oyundan düşmeye başladılar.
Thomas değişiklikler yaptı elbette.
Ama unuttuğu bir şey ve bir isim vardı.
Böylesi ağır bir sahada ve tempolu oyunlarda yorulan Zeki’yi genelde Kingsley’le değiştirirdi.
Orta sahayı Ntcham’la güçlendirirdi.
Ama inatla 90 artıya kadar bekledi.
Bu da kalesinde üç gol birden görmesine neden oldu.
Bu sonuç, 90 dakika ayakta kalan Samsunspor klasiğine aykırıydı ama…
Bu kez Thomas Reis’ın inadına yenilmek mecburiyetinde kaldı.
Kaybedilen üç puan hedefler için ağır bir şok oldu.
Futbol böyle bir şey.
Ona uyanı yapamıyorsanız sizi cezalandırmakta geç kalmıyor.
Ve saha kenarında bir horoz gibi gezinen İlhan Palut gibileri haklı olarak sevindiriyor.