DÜNYADA demokrasinin gelişmesi ve insan hakları standartlarının yükselmesiyle birlikte kadın hakları konusunda da ciddi adımlar atılmış,
Birleşmiş Milletler tarafından 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak ilan edilmiştir.
Kadın sadece cinsiyeti ile değil mevcudiyeti ve sahip olduğu haklar ile konuşulmalı ve söz konusu edilmelidir.
Bu anlamda sanırım eli en kuvvetli ülke Türkiye’dir.
Çünkü daha Avrupa’da veya dünyanın hiçbir ülkesinde sosyal haklardan bahsedilmezken Ulu Önder Atatürk tarafından 1924 yılında atılan adım, kadının toplum içindeki hak ettiği yeri alması.
Değerini bulması.
Cinsiyet ayrımcılığından, kadının devlet ve toplum yönetiminde yerini almasına getirdi.
Neydi bu adım?
1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile önce Belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları,
5 Aralık 1934'te Anayasa ve Seçim Kanunu'nda yapılan yasa değişikliği ile tanındı.
Bu nokta kadın tanımının ciddi yönü.
Peki 1934’te atılan bu adım ülkemizde kadının ve kadın haklarının arzu edilen gelişmeyi sağladığını söyleyebilir miyiz?
Kesin ve net.
Söyleyemeyiz!..
Önce toplum olarak 1934’ten buyana nereye geldiğimizi irdelememiz gerekiyor.
Devlet idaresinin kadına ne kadar sahip çıktığını ve haklarını koruduğunu öngörmemiz gerekiyor.
Yasaların kadını ne kadar koruyabildiğini sorgulamamız gerekiyor.
Yasa var mı?
Var.
Ama ne kadar uygulanabiliyor?
Ne kadar etkili olabiliyor?
Günümüz Türkiye’sinde devlet koruması altında olan kadın bile kendini ve hayatını güvende hissedemezken…
Her gün, her ay, her yıl onlarca şiddete maruz kalmaları nedeniyle kadınlarımız hayatlarını kaybederken.
Gerek sosyal hayatta, gerekse iş hayatında bir kadın-erkek eşitliği sağlanamamışken,
8 Mart’ta, Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen Dünya Kadınlar Gününü kutlamak,
‘Laf ola, beri gele’ tanımından öteye geçebilir mi?
Önce hakkını koruyacaksınız kadının…
Sonra hakkını vereceksiniz.
Eşit temsil ve yönetme hükmüne geçerlik kazandıracaksınız.
Şiddette, tehditten koruyacaksınız.
Bunları yapabilirseniz ancak;
8 MART, kutlanabilecek bir gün ve Kadınlar Günü haline gelebilir.