SAĞLIĞIMIZI korumanın ilk temel maddesi;
“Kurallara riayet etmek ve bana bir şey olmaz” demekten vazgeçmektir.
Ülkemizde pandeminin başladığı ilk günlerdeki tablodan daha vahim bir tabloya geçilmesi asla sürpriz olmayacaktır.
Yaz aylarının sona ermesi ve havaların soğumaya başlaması gribal enfeksiyon hastalıklarında artmaya neden olacak.
Bununla beraber korona vakalarında büyük bir artış gözlenebilir.
Toplumda vurdumduymazlık ve kurallara uymama halinin devamı halinde günlük vaka sayılarının kat ve kat üzerine çıkma ihtimali yüksektir.
Pandeminin yaşandığı ilk aylarda halk olarak kurallara daha çok riayet ediliyordu.
Normalleşme sürecinin ilan edilmesinden sonra halkın üzerine çöken rehavet sanki hastalığın sona ermesi gibi algılandı.
İlk aylarda Avrupa sağlık sistemi hızla çökerken, sağlık çalışanlarının özverili ve başarılı çalışmaları sonucu Türkiye’de büyük bir mücadele verildi.
Bu sözler, Türk-Sağlık-Sen Samsun Şube Başkanı Erdoğan Çakmak’a ait.
Riskin bu kadar ağır yaşandığını süreci takip eden herkes biliyor aslında.
Ama kimse kendine hastalığı yakıştırmıyor.
Geçen gün televizyonda, yoğun bakımda yatan hastaların yaşam mücadelesini izledim.
Nefes almak için adeta kendilerini parçalıyorlardı.
Hastalığı atlatan herkes aynısını söylüyor ve “Ne yapıp edin, kendinizi bu illetten koruyun” diyorlar.
Bunlar hep bildiğimiz şeyler ama Erdoğan Çakmak ısrarla, üstüne basa basa tekrarlıyor.
Neden mi?
Çünkü ucu sağlıkçılara dokunuyor.
Bizi tedavi edip, ayakta tutan, sağlığımıza kavuşturan onlar.
Ama hasta sayısı arttıkça onlar arasında da, risk artıyor.
Bugüne kadar binin üzerinde sağlık çalışanının bu illete yakalandığını, birçoğunun da hayatını yitirdiğini biliyoruz.
Onlar virüsü evlerinden getirmiyor.
Aksine hayata bağlamaya çalıştıkları hastalarından kapıp, evlerine götürüyorlar..
Her gün en az 3 sağlık çalışanı yakalanıyor korona virüsüne.
Bu hastalıkla mücadelede sağlıkçıların ayakta kalması çok önemli.
Ama bir gerçek var ki;
“Sağlık dağıtalım derken, sağlıklarından oluyorlar.”