TÜM dünyayı tarasalar bizden daha umursuz bir millet bulamazlar.
Kendine bu kadar güvenen...
Her tehlikeyi boş veren...
Ölümle adeta dans eden…
Bütün uyarılara kulak tıkayan…
Kurallara uymamak ve boş vermek için adeta ayak direyen…
‘Bana bir şey olmaz’ düsturunu hayat tarzı edinen bir millet…
Çok akıllı işi değil…
Ama biz buyuz işte…
Vakalar son günlerde yüzde 50 artmış, biz hala boş vermekteyiz.
Dün özel şirkette yetkili bir bürokratı ziyarete gittiğimde alelacele çıkmak üzereydi.
Kızı okuldan telefon açmış, ‘Baba şiddetli baş ağrım var’ diye...
Bir baba olarak nasıl telaşlanmasın?
Okulda kovid-19 vakaları çokmuş.
‘Bizim burada da millet kırılıyor’ dedi.
Peki tedbir?
Hak getire!
Sayın vali açıklıyor;
-Kurallara uyulmuyor,
- Kalabalık yerlerde maskeler takılmıyor,
-Takanlarda çene altında poz veriyor’ diye.
Kendi hayatlarını hiçe sayıyorlar ama bizimkileri hiçe sayıyorlar.
Anlamadığım vakalar bu kadar artmışken, okulların hala açık olması…
Hadi ihtiyarlardan vazgeçtiniz, geleceğimiz çocuklarımızı da mı gözden çıkardınız.
Ben dün beşinci aşımı oldum ama güvende miyim, bilemiyorum.
Çok yakınımda hala ilk aşısını bile olmamış insanlar var.
Sanırım bu böyle olmayacak.
Bize, bizim dilimizden davranmak gerek.
Sopayı göstereceksiniz.
Aşı olmamakta direnenleri kesinlikle tecrit edeceksiniz.
Yok, yok hatta içeri tıkacaksınız.
Yapacaksınız ki işin ciddiyeti anlaşılsın ve halkın genel sağlığı güven altına alınsın.
Bunu yapmadığımız sürece bu dünya, vurdumduymazların dünyası olmaya devam edecek.
Ve 2 yıl sonra geldiğimiz noktada yüzde 50 vaka artışları sürpriz olmayacak!