SAĞLIK BAKANI Fahrettin KOCA’nın ziyaretinden Samsun için önemli ipuçları çıkardık.
Öncelikle virüsle ilgili tablonun çok iç açıcı olmadığını Koca’nın sözlerinden anlıyoruz.,
Samsun’un yıllardır Karadeniz’in geçiş noktası olduğunu burada yaşayan bizler biliyoruz.
Ulaşım ağının hinterlandı bir noktadayız.
Bu kentimiz adına insan sirkülasyonunun yoğun olduğunun göstergesi.
Hal böyle olunca kazanımlar ve zafiyetler bir arada oluyor..
İşte pandemi sürecini yaşadığımız 6 ay boyunca kentin bu özelliği bir dezavantaj haline geliyor.
Büyüyen ve gelişen bir il olarak sağlık hizmetlerindeki gereksinimde bir o kadar büyüyor.
Bir dönem kurallara sıkı uygunluğun belirgin düşüşün yurt genelinde olduğu gibi Orta Karadeniz ve Samsun’da da mümkün olamadığını belirtiyor bakan.
Söylenenler hep aynı şeyler ama hakikatin, ta kendisi;
“ Hastalığı hafife almak, temizlik, maske ve mesafe kurallarına riayet etmemek bizi tekrar istemediğimiz tablolarla karşı karşıya bıraktı. Buna paralel olarak ta hasta sayılarımız ve kayıplarımız yeniden artmaya başladı.”
Vaka artış hızı, son bir haftada kontrol altına alınmış.
Bu Samsun için de geçerli midir, bilemiyorum.
Zira yine bakanın ifadesine göre Samsun’un ülke çapında salgın kontrolü adına kritik bir yeri var.
60 yaş üstünde hasta oranı yüksek.
Yapılan müdahaleler ile bir ay öncesine göre3’te 1 oranında düşüş olmasına rağmen kritik eşik henüz aşılmış değil.
Temaslıların taramasında önemli rol oynayan filyasyon ekiplerinin Samsun’daki sayısı, 175.
Takip süresi ise, 9 saat.
“60 yaş üstünü korumak herkesin görevi” diye bakan inşallah o yaş gurubunu yeniden tecrit düşüncesini aklından geçirmiyordur.
Zira yaş itibariyle daha çok sorumluluk sahibi olan bu yaş gurubunun korunması onları tecrit etmekten değil, hastalığı taşıyanları ve temaslıları bir an önce bulunup, tedavi edilmesinden geçmektedir.
Hastalığı taşıyıp, evde izolasyon sürecinde halkın arasına karışan 263 kişinin akıbetinin ne olduğunu şahsen ben bilmiyorum.
Bu sorumsuzların her yaş gurubu için potansiyel tehlike olduğunu kabul edersek, onlardan virüsü kapan herhangi bir yaş gurubuna mensup vatandaşımızı suçlama şansımız olabilir mi?
Bu kenti bir cazibe merkezi görüyorsak, bu cazibeyi sürdürülebilir kılmak için içinde yaşayanları da daha titiz korumamız gerekmiyor mu?..