“BİRLİKTEN GÜÇ DOĞAR” sözü her bireyin ve topluluğun hayat boyunca dikkate alması gereken bir söz.
Bunun için anlatılan örnekteki sayıları gittikçe artan çubukların bir an gelip kırılamaz hale gelmesi bir arada olmanın gücünü anlatmaya en güzel örnek olsa gerek.
Sosyal ve siyasal yaşamda bu güçlenmeyi başaramayan toplumların sürekli itildiği,
Unutulduğu,
İkincil planlarda konuşlandığı yadsınamaz bir gerçektir.
Sırtını yaslayacak biri yalnız ve güçsüz kalmaya mahkûmdur.
O nedenledir ki…
Hepimiz yaşam defterlerimiz içinde her şeyimizi paylaşacak sırdaş, arkadaş ve dost olacak birilerini barındırmayı hedefleriz.
Böylece en yıkım yemiş durumda dahi derdimizi paylaşacağımız bir can dostun olması bizi güçlü kılar.
Ayakta tutar.
Mücadele gücümüz arttırır.
Yaşadığımız kent Samsun maalesef insanların, kurumların ve kuruluşların bilinçli olarak yalnızlığa itildiği bir kent.
Bu, yönetmeye hevesli ve alışık ergler için büyük bir avantaj olarak kabul edilir.
‘Böl, parçala, yönet’ taktiği, bir yönetim biçimi ve ülkemiz genelinde benimsenen bir usulken kentimizde buna bile ihtiyaç olmayabiliyor.
‘Küçük olsun benim olsun’ ilkesiyle varlıklarını idame ettirenler,
Adlarını hep muhtaç hissedilen mertebesinde tutturanlar bundan asla vazgeçmezler.
O nedenle küçük ölçekli derneklerin ve faaliyetlerin sayısı Samsun’da top olmuş durumdadır.
Bu kime yarar?
Herkesi tahakkümü altında tutmaya çalışan güç heveslilerine.
Oysa güce ihtiyacı olan bizleriz.
Bireyleriz.
Her sektörde,
Adımızı duyuracak, gücümüz hissettirecek her oluşumda birliktelik temel felsefemiz olması gerekirken küçük menfaatlerin ve tek olarak istifade mekanizmalarında birincil tercih olmanın sevdalıları yüzünden hiçbirimiz olmamız gereken yerde değiliz.
Sayılmıyoruz.
Anılmıyoruz.
Tercih edilmiyoruz.
Dolayısıyla toplumun menfaatlerini güçlendirecek vasıflara sahip olamıyoruz.
Bu hataya her kişide, her sektörde her seferinde düşerken;
“Sürüden ayrılanı kurt kapar’ sözünden hiç ders almıyoruz.
Bakın etrafınıza;
Aynı temaya hizmet eden bir yığın dernek şu, bu göreceksiniz.
Her oluşumun bir başkanı var.
Bu unvana sahip olmak, temsil ettikleri kurumları güçlü kılmaktan önemli.
Parçalandıkça bitiyoruz oysa.
Samsun’un kaderi bu diyeceğim de…
Kadersizliği demek daha doğru bence.