KOZMOPOLİT bir kent yapısına sahip olduğumuzu hepimiz biliyoruz.
Bize bir faydası var mı diye düşündüğümüzde, geçmişte göç alan halen de göç almaya devam eden bir şehir yapısına sahip olmamızı sağlıyor.
Bir başka ilavesi ise, sosyal dernek sayısına olan katkısı…
Ne kadar çok yerleşik halk, o kadar da dernek.
Birine baş olmayan yeni bir dernek kurup onun başına geçiyor.
İnsan sayımız her geçen gün artıyor.
Ama sadece sayıda bu artış.
Yatırıma faydası yok.
İstihdama faydası yok.
Mevcut yapıyla artan insan sayısına hizmet vermeye çalışan bir kent modeli sadece…
Buraya yerleşip, burada kazanmaya çalışanların yeni kenti ve yeni bir Samsunlu kimliği modeli…
Hal böyle olunca burada doğmuş, burada büyüyerek her türlü kazanımını bu kente vakfetmiş insanların bir kıymeti harbiyesi yok bu kentte…
Parçalanmış sosyal halk kesitlerinin iktidar ve temsil savaşının yaşandığı bir yaşam merkezi…
Alında kimsenin kendisini temsil gücünü seçmeye de, kim olduğunu bilmeye de gücü yok.
Önüne ne getirirlerse o!
Yıllardır süren bu saçmalığı daha da öteye götürme çabalarının senaryoları hazırlanmaya başlamış şimdi de…
1 milyon 300 bin nüfuslu Samsun’da sanki burayı temsil kabiliyetine haiz bir kimlik yokmuş gibi efendim bilmem nerenin, bilmem hangi kıymetlisi seçimlerde Samsun’dan aday gösterilecekmiş.
Böylelikle de dengeler alt üst olacakmış.
Bu gerçekse böyle bir düşüncenin 1 milyon 300 bin yaşayanı yok hükmünde saymak anlamına geleceğini kimse akıl edememiş demek ki…
Hadi bir takım sosyal grupların önde olma isteğine katlanıyorduk da burada yaşayan bizleri yok saymaya da katlanacağımızı düşünmüşler demek ki…
Kendini anlayamayan bir milletin, bu gelişmelerinde ne anlama geleceğini anlayacağını pek sanmam ama bir birey olarak;
Ne kendimin,
Ne kendini yetiştirmiş akıl, fikir sahiplerinin,
Ne de bu kentin akil insanlarının,
Ne de Samsun’un yok sayılmasına iradem yoktur biline!