HAFTA boyu aynı tartışmayı kentin birçok yerinde dinlemek mecburiyetinde kaldım.
Samsunspor geçen hafta maça “Bu şehrin çocukları Samsunsporludur” pankartı ile çıkıyor.
Sonrasında ise bir algı operasyonu başlıyor.
Dedikodu ve fısıltı gazeteleri ile de tartışma büyütülüyor.
İşin garibi Yılport Samsunspor A.Ş. sahibi Yüksel Yıldırım pankart için özür dilerken, Kulüp Başkanı İsmail Uyanık, pankart üzerinden kara mizah yapılmaya çalışıldığını söylüyor ve ekliyor:
‘Pankartın Trabzonlular ve Trabzonspor ile bir alakası yok. Bu pankartı ve sloganı oraya bağlamak kötü kafalılık ve fesatlıktır. Bu slogan ve pankartı Trabzonspor düşmanlığına getiren zihniyetin ne yapmaya çalıştığını anlıyoruz. Bu şehrin Samsunculuğunu engellemeye çalışanlara fırsat vermeyeceğiz.’
Uyanık böyle söylerken, Yıldırım nasıl farklı yorumlayıp da özür dilediğini açıklamalı tabii.
Ama konu bu ve Samsunspor değil.
Buradan başka bir yere gelmek istiyorum.
Fanatik Samsunsporlu olduğunu bildiğim bir kardeşim var.
Benimle aynı salonda spor yapıyor ve zaman zaman fikirlerime başvuruyor.
Yukarıda bahsettiğim konu için de baktım ki teşhisi son derece hatalı.
Samsun’daki Trabzonluların toplum içinde ayrıcalık ve nifak yaratmak gibi bir çabaları olduğu düşüncesi hakim olmuş zihninde.
Trabzonlular derken de daha çok siyasilere ve iktidara odaklanmış durumda.
Siyasilerin çoğunluğunun Doğu Karadeniz kökenli olmalarına takılmış.
Yanlış hatta eksik düşündüğünü söyledim.
Yüksel Yıldırım’ın Samsunspor’u sahiplenmesindeki etkeni ve geçmişteki bazı radikal örnekleri anlattım ona.
Ve dedim ki;
Arzu ettiğin yerlerde bu kent kimliğini özümsemiş ve Samsun’a hizmet etmek aşkı ile yaşayan insanlar görmek istiyorsan, işe çözüm bugünün siyasetçilerinin neden işbaşında olduğunu tenkit ederek başlamayacaksın.
Bu kentin menfaatlerini gözetmekle görevli bir yığın sivil toplum kuruluşu var.
İçlerine gireceksiniz.
Ülkü ve milliyetçilik fikri üzerinde birleşecek ve beraber hareket edeceksiniz.
Kendinizi yetiştireceksiniz, topluma ve siyasi erglere diyeceksiniz ki;
“Samsunlular olarak bizim adayımız Ahmet, Mehmet falanca… Bunların da dışında aday gösterirseniz size verilecek oyumuz yok!”
Kentçilik ruhu böyle oluşturulur.
Siz hiçbir çaba sarf etmezseniz bugün beğenmediğiniz birileri gelir koltuklara oturur.
Sadece şikâyet etmekle, konuşmakla olmuyor yani.
Elinizi taşın altına koyup, çaba sarf edeceksiniz ki;
Bir süre sonra gelecekte hizmet verecek bir Samsunlu kuşağı görebilesiniz.