BİR ÖFKE…
Bir uyumsuzluk…
Bir tehdit tarzı...
Bir anlayıştan uzak…
Salt gündemde ve yerinde kalmaya yönelik…
Rakip görülenler kimse onlar zarar görsün diye milletin ayarını kaçırmak.
İnsanları birbirine düşman kardeşler gibi baktırmak.
Arkadaşı arkadaştan…
Dostu, dostan ayrı düşürmek.
Bence bir topluma yapılacak en büyük haksızlık.
Biz böylesini niye hak etmiş oluyoruz ki?
Nedir bizim günahımız?
Karşımızdakilere inanmak mı?
Onlara güvenip, yoldaş olmak mı?
En çok huzura ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde huzursuzluğun esiri olmak mı?
Hiç mi sevgiye, şefkate ihtiyacımız yok bizim…
Kimse birini veya birilerini hedef aldığımı düşünmesin.
Hayatım insanları kim olurlarsa olsunlar sevmekle geçti benim.
En azından vatandaş olarak bırakın hürmeti, sevgiyle yaklaşılmasını beklerim.
Sanırım herkeste aynı şeyi bekliyor ve özlüyor.
Siyasetin tüm figürleri için söylüyorum bunları…
Lütfen bu halka, bu haksızlığı yapmayın.
Esasen siyasetin dili, huzur getirmeli.
Siyasetin dili, şefkatli olmalı.
Siyasetin dili, bırakın ayrılmayı, ayrışmayı birleştirici olmalı.
Siyasetin dili, günü kurtarmak için değil yarınları kazanmak için olmalı.
Siyasetin dili, inandırıcı olmalı.
Siyaseti diline güven duyulmalı.
Bugün kim varsa, yarın kim olacaksa hepsinden rica ediyorum.
Başka ülkemiz yok bizim.
Gidecek bir yerimiz de…
Hepimiz aynı tavanın balığıyız.
Siz kazanacak, oralarda olacaksınız diye ne bizden ayrı düşün.
Ne de bizi birbirimizde ayrı düşürün.
Gelin bu milleti üzmeyin!