YENİ bir şey değil dikkat çekmek istediğim konu.
Yıllardır öylesine zarif ikramlarla sunuldu ki bu pastadan yemeyen kalmadı desem yeridir.
Hani derler ya; “Kızımı ne doktorlar, mühendisler istedi de vermedim” diyor.
Bu da aynı işte!
Belirttiğim tuzağa öyle insanlar düştü ki inanamazsınız.
Hadi cahil halkıma bir şey diyemem de;
Doktorlar…
İşadamları…
Rektörler…
Hatta avukat ve hakimler.
Bir telefona neleri var, neleri yok teslim etmişler.
Salı günü annemi aradım.
Bir haftadır göremediğim için hatırını sorayım istedim.
Konuştuk, kapattık telefonu.
Aradan birkaç dakika geçti, çaldı telefonum…
Arayan annem…
Telaşlandım biraz.
“Biri aradı” dedi.
‘Kimliğimi üç ay önce nerede kullandığımı sordu. Şüpheleri varmış. Bu konuda araştırma yapacakmış!’
‘Kimsiniz’ dedim.
‘Baş komiser Harun Özdemir, diye cevapladı’ dedi.
Annem görmüş, geçirmiş kadın.
‘Oğlum Denizevleri Polis Merkezi’nin baş komiserini tanıyor. Ona bir sorayım da size döneyim’ demiş.
Tabii ondan sonra arayan, soran yok.
Beni arayıp olayı anlattı.
‘Sakın ola bu tür insanlara herhangi bir bilgi verme. Bu bazı kimlik bilgilerini ele geçirmek için bir tuzak’ dedim.
Sabit ev telefonundan aradığı için numarası çıkmamış.
Emniyet Müdürlüğünü arayıp, olayı paylaştım.
Aynı telkini onlardan da aldım.
Aklınızda bulunsun;
“Kendini hakim, savcı, polis olarak tanıtıp sizden kimlik, kredi kartları, banka hesapları hakkındaki şahsi ve gizli bilgileri isteyenlerle hiçbir şey paylaşmayın.
Zira gerçek bir devlet memuru sizden bu bilgileri telefonda istemez!”
Bu Emniyet Müdürlüğümüzün ısrarla bilinmesini ve uygulanmasını istediği bir husus.
Her ne kadar bu konuda Samsun’da çökertilen şebeke anlamında çok yol kat etmelerine rağmen henüz sona gelinmiş değil.
O nedenle,
telefon tuzağına dikkat lütfen!