KURUMLARIN işlerini düzgün ve kurallara uygun olarak yapmaları önemsenecek bir işleyiş şekli, buna itirazım yok.
Ama işleyiş, toplum menfaatlerinin paralelinde ve yararına olması kaydı ile…
Belki burada sizinle paylaşmak istediğim konu ile ilgisi yok ama buna çok radikal bir örnek vermem gerekirse; “Pandemi Döneminde” kuralların takibi anlamında İl Emniyet Müdürlüğümüz Personeli’nin çalışmalarını gösterebilirim.
Kurallara tamamen uydular.
Hiç esnek davranmadılar.
Halkın sağlığını önemsediler ve ülke genelinde vaka artış sayısında 1. sırada olan ilimizin bugün artık çok çok gerilerde anılmasına vesile oldular.
Yani demem odur ki devletin bir kurumu olarak bir kuralı katıksız uygulayacaksanız, bu uygulama hiçbir ferdin canını yakmayacağı gibi koruyucu ve kollayıcı olacak.
YEDAŞ şimdilerde elbette özel sektöre geçmiş ama kamu hizmeti veren bir kurum niteliğinde…
Bazı hizmetleri de taşeron firmalar nezdinde veriyor.
Bu hizmetlerden biri, sayaçları okuma, takma- sökme ve kesme gibi işlemler.
Saydığım hizmetlerin hepsi parayla olacak işler…
Yani vatandaşın cebinden para çıkmasıyla olacak işler…
Elbet vatandaşın cebinde para varsa ya da kaldıysa…
Ramazan ayı içerisinde devlet kararıyla bir kapanma süreci yaşadık.
Kimisi işe gitmedi.
Kimisi kepenk açmadı.
Açanların çoğu siftah dahi etmedi.
Şimdi 18 günlük bu kapanma süreci biter bitmez ne yapmış YEDAŞ?
Elektrik borcu gözükenlerin elektriğini kesmiş.
Şimdi sorsam haklı olarak, “Bunu taşeron firma elamanları yapmış!” diyecekler.
Taşeron firma neden yangından mal kaçırır gibi kapanma biter bitmez sayaçları mühürlemiş acaba?
Kapattıkları, açtıkları her sayaç için ayrı bir ücret alıyorlar da ondan…
Yani, para için!
Kimden alacaklar bu parayı?
Cebinde para olmayan vatandaştan.
Yani ayıp!
Yani insafsızlık!
Yani vicdansızlık!
Yani hatta ahlaksızlık!
Vatandaşa bu zor gününde bu kadar eziyet olmaz.
AYIPTIR; ayıp!