BASIN herkesin sesi olmak mecburiyetinde.
Tabii bu sesi duyurmak için ya yapılan hizmetlerden haberdar olacaksınız.
Ya da hizmeti yapan bir şekilde size ulaşıp, yaptığını anlatacak.
Aksi halde bir kolaycılık tüm bedenleri sarıyor.
Burnunuzun dibinde olanları görüyorsunuz.
Yayınlananlardan haberdar oluyorsunuz.
Birileri size yapılanları anlatıyor ve yorumlamanızı istiyor.
Sizin düşünce portföyünüzde olanları takip ederek, yapılıp yapılamadığını gözlemliyorsunuz.
Aynı şey benim için de geçerli.
Samsun merkezine oldukça hakimim mesela.
Yılların birikimiyle kafamda gelişmiş projeler var.
Onlara yakın, yerel yöneticiler tarafından tasarlanmış olanları var.
Kimi projelendirilmiş…
Kimi, yüklenicilerle ilişkilendirilerek yapımına başlanmış.
Bittikleri zaman zaten haberdar oluyorsunuz.
Çünkü herkes yaptığını satmasını iyi biliyor.
Merkeze uzak olanlar için durum böyle değil ama...
Onlar seslerini çok duyuramıyor.
Yaptıkları ve düşünceleri de karambole gidiyor.
Aynen Terme örneğinde olduğu gibi.
Belediye başkanı olarak bu dönem göreve başlayan Şenol Kul’u iyi tanırım.
Samsunspor yıllarımda benimle beraber olan ve takip ettiğim bir kardeşimdir.
Sessiz sedasız Terme'yi yönetmeye ve kalkındırmaya çalışıyor.
Bu haliyle düşünceleri, ürettikleri de sessiz kalıyor.
Çok kabul edilebilecek bir durum değil.
En azından bir büyüğü olarak ben sessiz ve ilgisiz kalacak değilim.
En yakın zamanda kendisini ziyaret edip, ilgimi çeken bir konuda çok daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorum.
Bu isteği kendisine de ilettim bir şekilde…
Sadece müsait bir zaman bekliyorum.