KANIKSADIĞIMIZ bir hayat ve görüntülerle yaşıyoruz.
Gördüğümüz, yaşadığımız hiçbir şey yanlış ve itici gelmiyor bize.
O nedenle de düzeltmek falan gelmiyor aklımıza…
Hala birçok şehrimizde bulunmayan yayaların karşıdan karşıya geçmelerine yarayan trafik lamba direklerindeki butonları ilk olarak çok seneler önce gittiğim Almanya’da görmüştüm.
O butonların yeşil olanına bastığınızda her iki yöndeki araçlara kırmızı, yayalara da yeşil yanıyor.
Sizde bu arada rahat, rahat karşıya geçebiliyorsunuz.
Üst üste araç trafiğini durdursanız bile hiçbir araç sürücüsü size herhangi bir tepki göstermiyor.
Bir başka örnek vereyim;
Bir hafta süreyle kaldığım Goethe Enstitüsü Yurdu’nda, akşam saat 9.00’dan sonra tuvalet sifonlarını çekmek yasaktı mesela…
Örnekleri insan konforu adına çoğaltmak mümkün.
Yapılan, düşünülen her şey bir başkasının hakkına saygı,
Çevresel görüntülerin düzgünlüğü ve disiplini,
Kurallara koşulsuz uyulması gerçekliğini yansıtıyor.
Aradan geçen neredeyse yarım asır sonra bile aynı disiplini ve konforu yakalayabildik mi?
Bizim için çok önem arz etmiyor tabii…
Kuralsızlığa, umursuzluğa alıştırmışız kendimizi…
O nedenle ne kendimizi ne de başkalarını medeni yaşam kurallarına itecek davranışları birbirimizden uzaklaştırmayı bir matah zannediyoruz.
Ne zaman ki bizden olmayan birileri gelip, kentlerimizi, bizim dünyamızı ziyaret ediyor.
İşte o zaman tüm defolarımızı ortaya çıkıyor.
Bugünlerde dostum olan bir aileye Erasmus Projesi nedeniyle bir Alman öğrenci geliyor.
Daha doğrusu gurup halinde geliyorlar ve okulda ailelere bölüştürülüyorlar.
Henüz iki günlük bir deneyimi olmasına rağmen dostlarıma sordum;
Samsun’u nasıl buldu?
Dikkatini çeken bir şeyler oldu mu?
Güldüler…
Dediler ki;
‘Önce inşaatlar dikkatini çekti. Neden bu inşaatların çevresini örtmüyorlar’ diye sordu.
Ben de; ‘Biz iyi şeyleri herkes görsün diye saklamayız deseydiniz’ dedim.
Bir de sokaklarda biriken çöpler için hayrete düşmüş!
Ben de ona hayret ettim doğrusu!
Çöp dediğin sokakta durur.
Zamanında toplanan çöpün, çöp özelliği kalır mı?
İlahi çocuk işte!
Dikkatini çeken şeye bak!
Bilmiyor ki bu kentte çöpü toplayacak olanın karnı doymuyor!
Ya da parasını alamıyor!
Onları çalıştıracak düzeni kurması gerekenin de bu görüntü umurunda olmuyor!
Onlar ya, bir yemekte eğlencesini yapıyor.
Ya da bazı günleri fırsat bilip futbol oynamaya soyunuyor.
İşte Samsun’un hali!
Biz görüyor, susuyoruz.
Yabancını çocuğu görüyor, konuşuyor…
Ama dinleyecek kimseyi bulamayacağını bilmiyor tabi!