TOPLUM huzur ve düzenini sağlamak devletin öncelikli görevlerinden biri.
Bir başka anlamda huzuru yakalamış bir toplumun ruh sağlığının korunmasına doğrudan bir hizmet..
Kendi yaşamlarımızdan kesitler çıkartıp baksak bu sözlerin ne anlama geleceğini anlayacağız..
Düşünün güzel bir yerde eviniz var.
Hani yol, deniz, dağ manzaralı.
Bir çuvalda para vermişsiniz oraya.
Elbette amacınız evinize girdiğinizde günün yorgunluğunu atacaksınız.
Balkonunuzda çay demleyip deniz, dağ ve çim kokusu alacaksınız.
Ayaklarınızı şöyle rahatça uzatıp günün yorgunluğunu atacaksınız..
Ama köşede bir restoran var.
Balkona çıktığınız, hava girsin diye pencerenizi açtığınız andan itibaren bir et, balık ve duman kokusu..
Veya lokanta değil bir müzikhol..
Gecenin bir yarısına kadar desibel patlatırcasına bir müzik sesi.
Hadi açın bakın bakayım camlarınızı!
Çıkıp, oturun bakayım balkonlarınızda..
Akşam huzur bulacağım diye geldiğiniz evinizde yakalayın bakalım, yakalayabilirseniz huzuru!..
Bunlar ikamet ettiğiniz alanda herkesin başına gelecek şeyler.
Birde geleneksel kabul ettiğimiz törenlerin yarattığı huzursuzluklar var.
Düğün..
Kız alma..
Asker uğurlama..
Davul, zurna..
Yol kapatma..
Klakson çalıp, araç camlarından slogan atma..
Araç konvoyları oluşturma..
Bunların yapıldığı yörede veya aynı anda tesadüfen aynı yoldaysanız, kudursanız katlanacaksınız.
Huzur bulacağım diye dönmekte olduğunuz eve konvoyla kapatılmış yolda dakikalarca zorunlu bekletilmenin verdiği sinir ve huzursuzlukla ulaşacaksınız..
Evet, alın size bir tomar huzur!..
Pardon, huzursuzluk!..
Valilik bunların hepsine yeni kısıtlamalar getirmiş..
Yasalar eskiden de vardı, uyan yoktu..
Belki yeni açıklanan kısıtlamalar densizleri hizaya getirir de biz de biraz huzur buluruz.
Ne dersiniz, bulur muyuz?..