HER yerel seçimde belediyelere talip olan birçok isim çıkar karşımıza…
Bütün partilerden adaylar çıkar.
Ön seçimle belirlenecek denilir adaylar için…
Ama çoğu zaman genel merkezlerin, hatta genel başkanların iradesi le belirlenir başkan adayları…
Benim tercihim her zaman bu kentte yaşamış…
Talip olduğu bölgenin sorunlarını bilen…
Çözüm için plan ve projelerini bilen…
Bu çözümleri üretmek içinde kadrolarını halkla bütünleşebilecek bürokratlardan seçebilecek adayların iş başına gelmesidir.
Zira öncelikle kendilerinden önce iş başında olan yönetimlerin yüklü borçlarıyla baş etmek zorundadırlar.
İktidar mensubuysanız her zaman bir adım önde olursunuz.
Çünkü hükümet bu borçlar için sizi fazla zorlamaz.
Ama hem muhalefette hem de mecliste çoğunluk sahibi değilseniz işiniz bir hayli zorlaşır.
Halk verdiğiniz sözleri tutmanızı bekler.
Seçim zamanı ilan edilen projelerin bir bir devreye girmesini gözler.
Ama dedim ya, zaten borç yüküyle devir aldığınız belediyede yapacağınız bütçeler genelde iş görmez.
Geriye bir tek şey kalır; halkla bütünleşmek.
Halkın işini kolaylaştırmak…
Belediye ile ilişkilerini ve taleplerini çözülebilir hale getirmek…
Bunun yolu sadece başkandan değil, beraber çalıştığınız ve seçtiğiniz mesai arkadaşlarınızdan geçer.
Kuralcılığa körü körüne bağlılık bu yolu her zaman zorlaştırır.
Çünkü belediyeyi sadece kurallarla yönetemezsiniz.
Burada devreye halkın dilinden anlayacak, bazı konularda kuralları esnetecek yöneticiler girer.
Diğer belediyeler, pek bilemiyorum ama Atakum Belediyesi bu anlamda şanslı.
Bir dönem Gazi Belediye Başkanlığı yapmış, meslektaşım Vedat Yılmaz deneyimiyle bu zafiyeti ve açığı kapatan bir yönetici modeli olarak çıkıyor karşımıza.
Neye evet, neye hayır diyeceğini bilmek yerel yönetimlerde çok önemli ve Başkan Cemil Deveci için bir şans.