YAŞADIĞINIZ toplum içinde varlığınızla, maneviyatınızla, hassasiyet ve davranışlarınızla kabul ve saygı görmek çok ayrı bir meziyet.
İnsanların gözünüzün içine bakması…
Ağzınızdan çıkacak her söze ilgi ve merak duyması bu meziyeti tetikleyen etkenler…
Abi olmak, öyle anılmak herkese nasip olacak bir şey değil.
İçimizde yaşayan insanlar onlar.
Yaptıklarıyla, topluma kattıklarıyla öne çıkan duayen kimlikler.
Bu kentte de varlar.
Birçoğunu zaten tanıyorsunuz dolayısıyla yeniden tanıtmak gibi bir çabam yok.
Onlarında buna ihtiyacım yok.
Yazılarımın mutlak takipçilerinden biri de kentimizin değerli işadamlarından, sevgili dostum Fahrettin Ulusoy’dur.
Okuduğu birçok yazımın sonrasında uzun telefon konuşmaları yaparız.
Çoğunlukla beğenilerini bildirir, kendi düşüncelerini de katkı olarak benimle paylaşır.
Yerli un mamulünün, yerli temsilcisidir ama yerli malını tezgâhlarla arzu ettiği ölçüde buluşturamamanın üzüntüsünü yaşar içten içe.
Yerli olarak üretilmiş unun marketlerde yer alması için öneri götürdüğü bir toptancının, başka bir kentten gelen un için, “Bu daha çok biliniyor ama” diyerek bu kentte üretilen ve evlere daha ucuz girecek bir ürünü tercih etmemesinin üzüntüsünü yaşamıştır hep.
Geçen gün benimle bu üzüntüyü paylaşırken yerli olarak anılmaya aday, kendi sektöründe çok büyük başarıların sahibi ve hepimizin tanıdığı bir başka ismi hatırlattı.
Cemal Abi (Yeşilyurt).
Onu anlatmak bana düşmez ama kentin gelişmesinde ve hayırseverlikte üstlendiği rolü herkesin hatırında tutması gerekir.
Milli Eğitim Bakanının, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde verdiği davete Cemal Abi ile birlikte katılıp, Gümrük ve Ticaret bakanı ve Mili Eğitim Bakanlığı bürokratları ile aynı masayı paylaştıklarını anlattı bana Fahrettin Ulusoy.
Orada cebinden bir liste çıkartmış Cemal Abi.
Bir hayır listesiymiş ve o listeye hemen orada bir 24 derslikli bir okul daha taahhüt etmiş.
Bu kentte doğan biri değil Cemal Yeşilyurt ama bu kentte yaşayıp, kazanan ve bu kente sonsuz katkılar sunan bir değer.
Yaptıkları ve yapacakları, birçok detayı eksik bırakmak zorunda kaldığım bu yazıya sığdırmaya yetmese de burada doğup büyüdüğü halde bu kente hiçbir katkı yapmayan sözde yerlilerden daha yerli olduğunu anlatmaya yeter herhalde.