KENDİSİYLE hiç karşılaşmadım.
Hikayesini basında ve sosyal medyada yazılanlarla biliyorum.
Üst düzey bir eğitim almış ve dünya kültürü ile yetiştirilmiş bir işadamı ve Samsunlu…
Rahmetli babası ve kardeşi ile anılarım var.
70’li yıllarda Samsun’da iş yeri olan birkaç demir ve çimento tüccarından biri babası, rahmetli Garip Yıldırım…
Yakın tanırdım ve Gül-San Sanayi Sitesi, Kooperatif İnşaatları ve özel inşaatlarımızda zaman zaman alışveriş yaptığımız bir büyüğümüzdü.
Rahmetli kardeşi Mehmet Yıldırım ile Halk Gazetesi’nde tanıştım.
İsmail Uyanık’ın daveti ile uzun zaman yazı yazdığım bu gazetede Samsun üzerine düşüncelerimizi birleştirdiğimiz bir kardeşimizdi.
Babası ve kardeşi rahmetli oldu.
O, ufkundaki düşünceleri gerçekleştirmek adına kentin adamı oldu.
Zamanında dışlandılar bu kentten…
Ama o yılmadı, kentin tam göbeğine oturdu.
Yıldırım Holding’in İcra Kurulu Başkanı olarak Samsunspor’u sahiplenmek onun için bir heves değil bir görev olarak telakki ediliyor.
Şirketleşen Samsunspor’a bir spor yöneticisi olarak görev yapmak işadamlığının dışında bir misyon…
O nedenle bazı hataları, bizim tarafımızdan garipsenen davranışları olabiliyor.
Ben kendi şahsıma, farklı bir kültürde yetişmiş bir insanın davranışları olarak niteliyorum.
Ama şunu da söylemeden geçemiyorum;
‘Samsunspor için gerçekten bir şans, Yüksel Yıldırım.’
İlk iki yılındaki denemeleri tam olarak arzu ettiği gibi tecelli etmemiş olabilir.
Ama futbol dünyası ayrı bir deneyim istiyor.
Zamanla Yıldırım da bu deneyime sahip olacak ve kafasında Samsunspor için şekillendirdiği düşüncelerine ulaşacak idari yapı ve yönetim düşüncesini gerçekleştirecektir.
Zaman içinde onu eleştirenlere sadece gülüyorum.
Durup dururken onca parayı kimse sokağa dökmez düşüncesine herkesin yaklaşmasını bekliyorum.
Ama yazının ana teması, spor ve Samsunspor değil.
Bu kentte yatırım yapacak ve parasını ülkeye ve kente aktaracak babayiğitleri çok bekledik.
Şimdi elimizdekini nasıl bıktırır ve kaçırırız kolaylığı ile hareket etmekteyiz.
Oysa yıllarca yerlisi yok diye dert yandığımız bu kentte, birisi yerli olmak için savaş veriyor.
Bizde ona bilinçsizce sırt dönmeye çalışıyoruz.