ASLINDA dün yazmalıydım ama yeni valimizin korona tedbirleri ile ilgili kararını daha çok önemsediğim için önceliği o yazıya vermiştim.
Bugünkü yazımın konusu Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir…
Daha doğru bir deyişle, onun adından yola çıkarak belediyeler...
Bugünün Türkiye’sinde borçlu olmayan belediye var mı?
Yok!
Olmaması da mümkün değil zaten.
İş başındaki başkanları ve bürokratları direkt olarak bu borçtan mesul tutmak mümkün değil.
Zaten çuvalla borçla devir aldılar belediyeleri...
Şimdi yapmak zorunda kaldıkları yatırımlar için yeni borçlanmalara mahkûmlar.
Tabii iş bu noktaya gelince, belediyenin iktidara veya muhalefete mensup olması önem kazanıyor.
Zira yönetim anlayışı itibariyle iktidar belediyesi iseniz bir sorun yok.
Borçlarınız takibe alınmaz…
Görmezden gelinebilir…
Dönem sonlarına kadar ertelenebilir…
Bazı yatırımlarınıza ilgili bakanlıklar sahip çıkıp sizi mali külfetlerden kurtarabilir.
Yeni borçlarınız için denetlemeler sizden uzak tutulabilir.
Bunları yadırgıyor muyum?
Evet, ama genel temayül böyle.
Muhalefetteyseniz durum farklı.
Devletin kontrol mekanizması sürekli ensenizdedir.
Borçlarınız düzenli İller Bankası hak edişlerinizden kesilerek, tahsil edilir.
Dış kaynaklı bile olsa bulacağınız krediler, Hazine tarafından onaylanmayabilir.
Meclis çoğunluğuna sahip değilseniz, borç, kredi, yatırım, yardım gibi her türlü halk hareketi meclis tarafından engellenebilir.
Yani her şekilde zordur muhalefet belediyelerinin iş.
Ama belediyecilik anlayışı tektir, amaç halka hizmettir.
Zaman zaman bu nedenle de borçlanmak, borç karşılığı sahip olduğunuz bazı mülkleri satmak ve alıcı kolaylığı bulmak zorunda kalırsınız.
Pazar günü bilgisayarımı açıp Sözcü Gazetesi’nin manşetinde, “Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir’i görünce,” bir Samsunlu olarak kinayeli haberden biraz burkuldum.
Yukarıda Allah var, Demir’in teslim aldığı belediyenin de ak pak olmadığını ve burnunun ucuna kadar borç yüküyle dolu olduğunu biliyorduk.
Dolayısıyla para basamayacağına göre borcunu ödemek için elinde para eden şeyleri satmak istemesi kadar doğal bir şey yok.
Bu bir kaynak bulma yöntemi nihayetinde, yadırganamaz…
Ama o zaman bizi yönetenlerden bir şey daha bekler ve isterim o zaman;
Eşitlik…
Bütün belediyeler halka hizmet için var olduğuna göre; bir tolerans gösterilecekse herkese, her belediyeye hak olarak tanımasını ve gösterilmesini…