KORONA hayatımıza girdikten sonra gündemimiz suni olarak değişti.
Hayatını idame ettirmeye çalışan insanlar ağırlıklı olarak sağlıklı kalabilmenin yolunu aramaya çalıştılar.
Bu, sade bir vatandaşın kendi başına çözebileceği bir şey değil.
Ne ben ne siz ne bir başkası dışarıdan aşı ithal etme şansına sahip miyiz?
Değiliz demek bile yeterli değil çünkü mümkün değil.
“Saldım çayıra Allah kayıra” misali hepimiz nereyse kendi başımızın çaresine bakmaya çalışıyoruz.
Bir hastanemizde görevli Prof. Dr. Şevket Özkaya, “Virüs inanılmaz bir hızla yayılıyor ve tek çare aşı” diyor.
Aşı...
Var deniliyor.
Gelecek deniliyor.
Ama sıradan halktan birine sıra yakalayamıyor, gelmiyor.
İşte bu aşılmaz derdin ortasında insanlarımız hayat pahalılığını bile dillendiremiyor.
AK Parti’ye yakınlığı ile bilinen ve kişisel Youtube kanalından yaptığı yayınlarla tanınan Abdurrahman Uzun, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı R. Tayyip Erdoğan’ı gıda fiyatlarındaki artışlar nedeniyle uyararak, “Millet bu sıkıntının, bu sarmalın içinde bırakılırsa, bu millet sizin yanınızdan gider Sayın Cumhurbaşkanım” diyerek uyarıyor.
Güçlü olanı tenkit etmenin zor olduğu ülkemizde, hiç beklemediğiniz anda, hiç beklemediklerinizden sesler yükseliyor.
KURAKLIK KAPIDA MI?
ASLINDA yıllar önce komşu ülkelerin bilim adamları bizi “Kuraklıkla muhatap olacak ülkelerin başında bizi gösterirlerken” üç tarafı denizlerle çevrili, onları besleyen bir yığın nehir varlığına güvenen bizler bu uyarıya kulak asmamıştık.
Ama şimdi yerel bazda bile kuraklık uyarıları sık sık gündeme gelmeye başladı.
Tarımsal Kuraklık İl Kriz Merkezi Komisyonu Toplantısı’na katılan Samsun Valisi Zülkif Dağlı, son günlerde yaşanan kuraklık ve iklim değişikliğine dikkat çekerek, kuraklığın su kaynaklarını, tarımı ve tüm canlıları etkilediğine, buna karşı önlem alınması gerektiğine dikkat çekmiş.
Yerel bazda beklenen mevsim yağışlarının yüzde 9-10 daha az oranda gerçekleştiği belirtilirken buna bağlı olarak yaşam modellerinin de değişeceği belirtiliyor.
Bunun içinde kuraklığa dayanıklı, az su tüketen türlerin yaygınlaştırılması planlanıyor.
Bunun sonu yıllar önce yaşadığımız periyodik su kesintilerini hatırlatıyor bana…
Eh, elde varken korumasını, kullanmasını bilmeyen bir toplumu bekleyen ve hak ettiği sonuçta budur.
Tabi bunu söylerken, gereken tedbirleri almayan ve uyarılara sırtını dönen yetkilileri ayrı bir köşeye koyduğumu söylemeye bilmem gerek var mı?