ALIŞTIK demeyeceğim inatla.
Zira zamlara alışmak istemiyorum.
Aile hayatında günlük kullanım menüsüne giren şeylere yapılan zamlara kimsenin hoş bakması beklenemez.
Zira insanlarımızın belli bir kazancı var.
Aylık bütçelerini denk getirme gayreti içindeler.
Zaten açıkla ve kredi kartlarıyla dönen bütçe yeni zamları kaldırır mı?..
Ya da ne kadar kaldırır?..
Bence kaldırmaz!..
Milletin yapacağı boğazından, giyiminden kesip doğal ihtiyaçları için kaynak yaratmak olur.
Soğuk kış aylarında hiçbir anne baba çoluk çocuğunun titremesine gönlü razı olmaz.
Bu tabi kıt kanaat imkânları olanlar için geçerli.
Bir de koca kışı battaniye altında geçirenler var ki, onlar zaten yeni imkan yaratmaktan umudunu kesmiş kesim..
Akaryakıt zammı, toplu taşıma ücretlerine muhakkak ki yansıyacak.
Doğal olarak ta, toplu taşıma araçlarını kullanan kesim bundan ziyadesiyle etkilenir.
Olayı sadece Samsun bazında düşünmemek gerek.
Özellikle büyükşehirlerde sabah akşam iki, hatta üç araç değiştirerek işe gidip, eve dönenler var.
Düşünsenize onların halini.
Birde her şeyden feragat edip, araç sahibi olanlar var.
Ama ben onları hiç düşünmüyorum açıkçası.
Lüksüne, rahatına düşkün olup bütçesini aşanlar bu işin zorluğuna da katlanacak.
Bu, hepimiz için geçerli.
Ama elektrik öyle değil.
Herkesi ilgilendiriyor.
Her evde, ger gün çalışan bir buzdolabı, çamaşır makinesi, süpürge, televizyon olduğuna göre, yansıtılan zamdan etkilenmemek mümkün değil.
Zira bu saydıklarım lükse değil, doğal ihtiyaç.
Allah’tan doğalgaza dokunulmamış.
Yoksa fakir,fukaranın hali nice olurdu!..
Şimdi gelelim sorumuzun cevabına.
Zamlar nasıl yansır?..
Herkese yansır da,
Kiminin yüzünü buruşturur.
Kimini üzer..
Kiminin canını acıtır..