Sonra söyleyeceğimizi önceden söyleyelim: Kur’an kutsaldır ama Arapça değildir.
Bizim Araplaşmamızda daha doğrusu Araplaştırılmamızda en sık ve en çok kullanılan Kur’an’ın Arapça oluşudur.
Doğrudur Kur’an kutsaldır ama Arapça kutsal değildir.
Çocukluğumuzda üzerinde Arapça yazan her kâğıdı kutsal sayar alır öperdik.
Osmanlı’nın yıkılış fermanı olan Mondros Mütarekesi Arapça yazıldı.
Şeyhülislam Dürrizade Abdullah Efendinin fetvası da Arapça idi. Ama tam tersi olan Ankara Müftüsü Mehmet Rıfat Efendinin fetvası da Arapçaydı. İkisinin altında da müftülerin, müderrislerin imzası vardı. Kurtuluş fetvasını 180 civarında müftü ve müderris imzalarken teslimiyet fetvasını 60 küsur müftü ve müderris imzalamıştı. İkisinin arasındaki fark bu ülke insanının bağımsızlık aşkını ortaya kor.
Pek bilinmez ama Latin harflerine en çok direnen insanlardan biri Mustafa İsmet İnönü’dür. Bu karşı çıkışı ve sebeplerini “Hatıralar” kitabının 483, 484, 485 ve 486’ıncı sayfalarında oldukça etraflı anlatır.
Kısacası Kur’an-Kerim kutsaldır ama Arapça hiçte kutsal değildir. Araplar Müslüman olmadan önce de Arapça yazıyor söylüyordu Müslüman olduktan sonra da Arapça yazıyor söylüyordu.
Bir şey daha söyleyeyim Mondros’ta Arapçaydı Lozan da Arapçaydı. İkisi arasındaki fark ortadadır; birisi devlet kurmuştur diğeri kurulu devleti yıkmıştır.