İşgal ediliyoruz hem de İslamiyet’i kullanarak yapıyorlar bunu. Sahtekârlar bir taraftan dinimizi yozlaştırıyor diğer taraftan önüne gelen İslam adına her türlü yorumu katıyorlar, dini din olmaktan çıkartıyorlar.
İslam âlemi bin yıldır bunun acısını çekiyor, eğer böyle giderse ikinci bin yıla kalmadan ortada övüneceğimiz bir medeniyet kalmaz. Kendimizi aldatıyoruz. Dünya karadeliğin peşinde koşuyor bizse “aya yapılan turistik bir geziyle” teselli buluyoruz yahut kendimizi kandırıyoruz.
Milli eğitimden bahsedecektim yahut ta yeni adıyla “maarif” politikasından bahsedecektim.
AKP(Adalet ve Kalkınma Partisi) 22 yıllık iktidarında 9 milli eğitim bakanı, galiba değiştirdi 15-16 civarında da sistem değiştirdi ve her değişiklik kaliteyi düşürdü.
Etnik yapımızın bozulması ne kadar önemliyse maarif sistemimizin bozulması da bir kadar önemlidir. Hatta daha da önemlidir.
Genç nüfusu Arapların, Afganların, İranlıların, Suriyelilerin ve Afrikalıların vasıfsız elemanları telafi etmeye çalışıyoruz. Kendi yetişmiş insanını başka ülkelere gönderip elin zır boş insanına sınırlarını açan bir başka millet var mıdır acaba? Ve milletin yaşama şansı nedir? Sormak, sorgulamak gerekmez mi?
Bu meseleyi daha fazla deşmek istemiyorum. Ama bu sorun da demografik yapımızın bozulması kadar ve belki de ondan da önemlidir.