Geçen hafta 5 Mayıs Emine Işınsu Öksüz’ün ölüm yıldönümüydü. Nurlar içinde yatsın.
Edebiyatçı Halide Nusret Zorlutuna ve General Aziz Vecihi Zorlutuna’nın kızı, İskender Öksüz Ağabey’in de eşi idi.
Ben İskender Ağabeyle evli iken tanıdım, ben de artık film işiyle uğraşıyordum. Osman Sınav’la beraberdik. Emine Ablanın Küçük Dünya adlı eserini 4 bölümlük televizyon dizisi yapmıştık.
Bir gün sormuştum “Emine Abla en hangi kitabını seversin” diye Yüzüme bakmış “Osman bu ne biçim soru? Elbet son kitabımı severim, sevmeseydim yazar mıydım” demişti.
Hâlbuki ben onun önce Küçük Dünya’sını sonra da Ak Topraklar romanlarını sevmiştim. Hala birinci tercihim Küçük Dünya, ikinci tercihim ise Ak Topraklardır.
Bir Ankara seyahatimde Galip Erdem, Sadi Somuncuoğlu, Enis Ağabey, Emine Abla daha birkaç kişi onlarda buluştuk. Nasıl döndü dolaştı laf Tarık Buğra’ya geldi. “Küçük Ağa kitabını elime bir aldım, bir daha bırakamadım ama Gençliği Eyvah romanını 3-4 kere aldım ama bir türlü 80-100 sayfadan ileriye geçemedim” dedim.
Galip Erdem Ağabey önce bana baktı sonra “Küçük Ağa’daki cumhuriyet savcısı kimdir bilir misin” dedi.
“O dizide İstanbullu Hocayla tartışan cumhuriyet savcısı Tarık Buğra’nın babasıdır. O dönemi ve o hikâyeleri iyi bilir” diye ekledi.
Galiba Enis Öksüz hariç hepsi rahmetli oldu. Enis Ağabeye sağlıklı ömürler ölenlere de rahmetler diliyorum.