Fetvalardan birincisi Dürrilzade Abdullah Efendi imzasıyla, bir diğeri ise Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi imzasıyla yayımlandı.
İkisinin de konusu Türkün var olması ya da yok olmasıyla ilgiliydi ve her ikisi de din adına verilmişti.
İstanbul fetvasını Mustafa Sabri Efendi, diğer fetvayı ise Ankara Müftüsü Börekçizade Rıfat Efendi yazmıştı ve her ikisi de din adına hüküm veriyordu ama biri birine zıt hükümler içeriyordu.
Sorular aynı idi fakat cevaplar farklı idi.
Birisi ne derse, diğeri tam tersini söylüyordu.
Börekçi Rıfat Efendi’nin fetvasını 153 müftü imzalamıştı.
Mustafa Sabri Efendi’nin yazıp kaleme aldığı fetvayı da az sayıda müftü imzalamıştı.
Fetvayı yazan Mustafa Sabri Efendi daha sonra Türklüğünden istifa edecekti.
İstifası aynen şöyle idi:
‘Yalnız Müslüman ve insan olarak kalmak üzere Türklükten şeref ve izzetimle istifa ediyorum Allah’ım. Huzurunda töbe yarabbi töbe Türklüğüme beni Türk milletinden addetme.’
Bir ihanet belgesi, bir de Milli Mücadeleye sahip çıkan belge.
Anakara Müftüsü Börekçi Rıfat Efendi’nin Mustafa Kemal Atatürk’ü Ankara’ya gelişinde 700 zeybek, 3 bin horon alayı ile karşılaması da ayrı bir destandır.
Onu da günün birinde yazarım inşallah.