Osmanlı ilk borcunu 1853’te aldı.
Buna hala aklım ermez.
Herkes 2. Dünya Savaşı’na kurmay subayların ‘Alman hayranlığı’ sebebiyle girdiğini söyler.
Ve buna samimi olarak inanır.
Halbuki Talat Paşa Kırım’da Rusya ile görüşüyor, Cemal Paşa da Paris’te çözüm arıyordu; ihtilat devletleri arasında savaşmak için…
Osmanlı subaylarının maaşını bile ödeyemiyordu.
Hem cephede aslanlar gibi savaştı hem de savaşı iki yıl uzattı. Cumhuriyet, Osmanlı’dan Düyûn-ı Umûmiye borçlarını devraldı.
Cumhuriyet kurulduğunda Osmanlı’da sadece yaklaşık 10 bin kilometre demir yolu vardı.
Sayın Cumhurbaşkanım, İstanbul’u yeniden finans merkezi yapmayı karar verdiğinizi duyuyorum.
Anadolu Türkleşmişti ve Türkler akın akın Anadolu’ya geliyordu.
Osmanlı Türklerinden ‘Kayı Boyu’ Anadolu’ya en son gelendi ve o yüzden uca Domaniç bölgesine yerleştirildiler.
Genişleyecek tek yön vardı; o da Batı’ydı. Onun için de hedef hep Batı’ydı. Dolayısıyla Anadolu’da Selçuklu yapılarına karşı batıda ve güneyde Osmanlı mimarlığı ağır basar.
İstanbul’un sermaye merkezi olmasında bunun rolü yok mudur?
Cumhuriyet, bir taraftan bütün borçları ödedi bir taraftan da yeni yatırımlar yaptı. Yapılanları da yarın yazarın inşallah.
Devam edecek.