Hasan Tahsin ikinci kurşununu Romanya’da sıkar.
İngiliz asıllı iki kardeş Romanya’da Türkler aleyhine propaganda yapmaktadır.
Buxon biraderler İngiliz senatörleridir ve Romanya’nın Türkiye karşıtı blokta yer alması için çalışmaktadır.
Hasan Tahsin ya da gerçek adıyla Osman Nevres ikinci kurşunu da onlara sıkar.
Ama öldüremez, hapis cezasına çarptırılır.
Özür dilerse affedileceği söylendiğinde verdiği cevap muhteşemdir: “Sizden değil ama verilen görevi yerine getiremediğim için milletimden özür dilerim.”
Hassan Tahsin cezasını tamamlamadan Alman ordularının Bükreş’e girmesi ve Enver Paşa’nın ricası ile serbest kalır.
İstanbul’a döner ve artık tamamen Teşkilat-ı Mahsusa elemanıdır.
Gülhane’de yapılan bir toplantıda onun İzmir’e gitmesi kararlaştırılır ve o da gider.
Giderken yanında kız kardeşi Melek Hanım da vardır. 14 Mayıs 1919’da İzmir’in Osmanlı Müdafaa-i Cemiyeti Başkanı Moralızade Nail Beye gider.
Kız kardeşine bırakmak üzere 100 Osmanlı lirası borç ister.
Tam ayrılacağı sırada Nail Bey silah kontrolü yapar.
Tabanca vardır. Tabancaya el kor.
Ertesi günü Melek hanımda 100 lira yoktur. Yunan askerine sıktığı yeni bir tabanca vardır.
Bu arada İzmir’e Yunanlıların çıktığı haberi Denizli’ye ulaşır. Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi Milli Mücadele’nin ilk cihat fetvasını verir. İlk milis teşkilatını kurar.
Not: Bu arada bir de özür borcumu yerine getirmek zorundayım. Osman Nevres ya da diğer adıyla Hasan Tahsin’in İzmir’de sıktığı son kurşunun onun 3. kurşunu olduğunu yazarken ondan önce 4 kurşun daha sıktığı gibi bir yanlışa düştüm. Düzeltir özür dilerim.