Kaybedilen onca seçimde başta gençler olmak üzere, hep CHP'ye oy veren seçmen bedel ödedi.
Bugüne kadar CHP'ye iktidar "GÜCÜ" veremeyen seçilenler, hiç bedel ödememişlerdi. Onlarca seçimdir iktidara gelemiyoruz, partiyi iktidar yapamıyoruz; belki sorun bizdedir diyerek yerlerini daha etkili insanlara bırakabilirlerdi. Belki kendilerinden daha iyi birilerinin olmadığını düşündükleri için, 4, 5, 6 ve 7 dönem vekil ve/veya parti yöneticisi olarak kaldılar ve partinin geleceğine karar verdiler. Ta ki bugün yaşanan parti içi kaosa kadar.
Bugün kadar kaybedilen her seçimde; bedel ödeyenler "CHP ne yapsa doğrudur" diyen seçmenler idi. Ve sıra şimdi seçilenlerin bedel ödemesine geldik, çünkü hep dediğimiz gibi; her saltanatın bir sonu oluyor.
Eski milletvekili olup, bugün tutuklananlar "Kurtuluş savaşı" ilan etmek ne demek biliyor musunuz? Bugüne kadar halkın verdiği savaşı yok saymak demek.
CHP taban teşkilatlarının içi o kadar boşaltılmış ki, tabanda sadece iş,aş,para vb beklentileri olanlar kalmış ve bu da seçilenlerin kendilerini CHP olarak görmeye başlamalarına neden olmuş ve "ben yoksam parti de yok sanıyorlar" ve artık buna inanıyorlar. Çünkü teşkilat tabanı, onlara rakip birilerini yollama gücü olmayan, kendilerine muhtaç olanlardan oluşursa en az 3 dönemi veya belediye başkanlığını garantiye alabilirlerdi. Öyle de oldu ki,bunun bir sonu olacaktı ve son kurultay davası bunun başlangıcı idi.
Kılıçdaroğlu belki bu devri bitirmek için son kez kurultayda aday olmuş ve gemiyi korsanlardan kurtarıp, güvenli limana çıkaracaktı! Ama olmadı ve şimdi Kılıçdaroğlu niye konuşmuyor? diye soruyorlar. Cevaplar gelecek ama önce kendimle ilgili birşeyler söylemek istiyorum.
Son 2 aydır birçok yurtdışı seyahatim oldu ve o yüzden yazamadım. Dünya bize nasıl bakıyor ve bizi ne bekliyor size anlatacağım.
Partimizde neler olduğunu ve akıllardaki soruları, ne olacağı hakkında devam eden yazılarımı bundan sonra başka platformlarda devam edeceğim. İstemediğim nedenlerden dolayı "köşe taşı" yazılarım artık bu platformda olamayacak. Maddi ve manevi hiçbirşey beklemeden sadece "doğru ve dürüst" olanı yazdım ve Gazetegerçek ailesi, sahibinden her çalışanına kadar her zaman beni destekledi ve yanımda oldu. Gazetegerçek ile başladım ve gelen çok sayıda teklif oldu, hiç dönüp bakmadan burası benim ilk yuvam ve hep yuvam olarak gördüm.
Sağlıkla kalın....