Bizim Çocukların maç boyunca her birinin yüzlerine yakından tekrar bakın. 90 dakika boyunca, akciğer ödemine girip ölebileceği, en az 10 kilometre koşan bu çocuklar, sadece AYYILDIZLI forma için acı içinde mücadele ediyorlar. Her birinin yüzlerine yakından bakın.
Kupayı alamadık ama kan tahlili yapmış olduk. Türk adından, kanından kim rahatsız oluyor tahlil yapmış olduk. Siz bize yarı finali değil, 340 milyon Türk gücü getirdiniz.
Ben sosyal demokrat biriyim. Milliyetçi bir partiye oy vermedim. Türk kanı taşıyorum ve Türkiye vatandaşı olmaktan gurur duyuyorum. Alt, üst kimlik nedir bilmiyorum ama lazı, çerkezi, kürdü türkü... Hepimiz ama hepimiz Ege efesinden, Rize nefesine kadar bu ülke için varız.
Türkiye Cumhuriyeti kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1934 yılında, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümü nedeniyle düzenlenen törenlerde yaptığı konuşmada, Anzak askerlerinin annelerine şöyle hitap etmişti:
"Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır. Sizin çocuklarınız, bizim çocuklarımız ile koyun koyuna yatmaktadır."
Atatürk; bunu birbirlerine savaşta kurşun sıkıp ölen iki düşman askerleri için söylemiş.
Bizim Çocuklar sözü; sadece milli takım için söylenmiş bir laf değil, Çanakkale'de bu vatan için ölen çocuk atalarımızın mirasıdır.
O yüzden o el hareketini bahane edip eleştirirken daha dikkatli olun.
Bizim çocuklar; o gün Çanakkale'de canlarını verdiler, bugün de Avrupa'da bize kan verdiler.
Siz bu kez bize tur değil, bir el hareketinden kimlerin Türk adından, kanından rahatsız olduğunu gösteren turnusolu getirmiş oldunuz.
Bu hayatta üzülmemeyi seçemiyorsun, ama kimin üzeceğini seçebilirsin.
Biz sizden razıyız.
Bizi yine siz üzün, BİZİM ÇOCUKLAR. TÜRK kelimesinden rahatsız olanlar değil.
Sağlıkla kalın...