Sözde köşe yazım amacına ulaşmış, derslerini almışlar. Tekrar ediyorum, sizin sözünüzü yazacak bir yer bulup, tüm Türkiye’ye ulaşıncaya kadar benim sözde köşe yazılarımı okumaya devam edeceksiniz.
Aradaki farkı anlamadan cevap vermişsiniz ve hala anlamayan bir sürü insan var etrafınızda. Ben sizin anneliğinize veya kadınlığınıza laf etmedim. Parti yöneticisi olarak yaptığınız çirkin hareketin partiyi ve partilileri nasıl küçük düşürdüğünü anlatmaya çalışıyorum. "Yapmadık" öyle bir hareket demiyorsunuz da olayı annelik ve kadınlık ile ilişkilendirip, kendinizi acındırıyorsunuz.
Çocuğunuza istediğinizi yapabilirsiniz. İster partiye üye yapın, ister otobüsün üstüne çıkarıp havaya atın. Çocuğumu bırakmadan parti için çalışıyoruz diyebilirsin. Partiye getirin herkes sevsin. Ama bunu parti faaliyeti ve reklam amacıyla yaparak, daha bezlenen bir bebeği, ‘parti üyesi yapıyorum, parti için çalışacak’ diyerek haber sitelerinde haber yapıyorsanız bu suçtur. Hele bir de bunu partinin yöneticileri yaparsa yani benim adıma halka partiyi anlatacak, partiyi temsil edenler ise, bu hareketi tüm partililer adına yapıyor demektir. Ve ben üyesi olduğum bir partinin sizin ya da herhangi bir bebeğin reklam ve haber yapılmasını kabul etmiyorum. Edenlerin de aklına şaşıyorum. Bebek onun istediğini yapsın. İstifa et, kendi adına istediği yap. Benim adıma partiyi küçük düşürecek haberler yapma. Anlamadığınız nokta o.
Aradaki farkı anlayamadığınız için ben tekrar ediyorum. Ki bu ilk yanlış anlamanız olmuyor. Genel Merkez Kadın Kolları seçiminde; PM üyesi, kadın aday listelerini yaparken, seçimi demokratik olduğunu ve bir isteğinizin olup olmadığını sorduğunda, siz araba anlayıp, Samsun'dan bir temsilci adayı var iken, sizin ve etrafınızdakiler yanlış anlayarak "yok" demeniz nedeni ile (araç isteğiniz olarak anladığınız için) o demokratik seçimde Samsun adayı alınmamış, Samsun devre dışı bırakılmış ve Ordu'dan kadın aday alınmıştı; hatırlatırım. Sizin yanlış anlamalarınız Samsun'a zarar veriyor.
Tekrar söylüyorum; sizin anneliğinize, kadınlığınıza veya bebeğinize laf etmiyorum. Parti yöneticiliğinize laf ediyorum. Bunu AK Parti, MHP veya başka bir parti yapsa, biz yerden yere vururduk. Çocukları idealleriniz ile büyütmek ayrı, parti reklamında kullanmak ayrı. Açıklamanız bile eksik. Biz böyle bir şey yapmadık diyememişsin, kadınlar üzerinden açıklama yapmışsın. Bu farkı sizin ve etrafınızdakilerin görememesine şaşıyorum. Hiç mi eğitimci yok etrafınızda?
Koltuk bulamadığım için diye yazdığımı sanıyorsunuz ve hakaret ediyorsunuz ama sizin amacınız koltuk olabilir. Ama şükür ki milletvekilliği gibi parayla satın alınabilecek bir makam değil, paha biçilemeyecek bir ünvanım, makamım ve koltuğum var. Parti olmasa siz sadece çay ocağında verilen tabureye oturabilecek iken, o da paranız varsa… Önümüzdeki günlerde bağışlar açıklanınca görürüz o kadar atıp tuttuğunuz partiye bireysel maddi desteğinizi…
Samsun’da Yeniden Refah Partisi'nin kadınları ve gençleri kadar olamadınız. Genel seçimlerde yüzde 2 oy alıp, yerel seçimlerde Samsun'da 3 belediye aldılar. Sadece orda olmak siyaset değil. Genel başkanımızın Samsun'da dediği gibi partiyi aşağı çekmekten başka bir şey göremiyorum. Davet edeceğine tehdit ediyor. Sözde köşe yazısı için "evet yaptığım yanlıştı, özür dilerim demek yerine" yanlışı yanlışla kapatmaya devam ediyor.
Parti; yöneticilerin, seçilmiş kişilerin peşinde gitmeyi siyaset sananlarla dolu. Peşinden gideceğiniz tek şey Atatürk'ün 6 oku. Örnek vereyim. Atatürk 6 dilde yazılan kitapları okuyabilecek kadar İngilizce, Almanca, Bulgarca, Arapça vb. dilleri biliyordu. Dünya'yı görmüş, yazılan her kitabi okumuş, partiyi ve cumhuriyeti kurmuş. Şimdi bakıyorum, Ankara'ya gidecek parası bile olmayan işsiz, amaçsız gençler ile dolu. Tek hedefleri seçilmişler peşinde koşarak belediyede asgari ücretli işe girmek.
Çocuklar ve kadınlar olarak haber ve ses getirmek istiyorsanız size bir örnek vereyim.
Yurt dışında gençler ve kadınlar bir kampanya yapmış. Seçimde oy verirken çocuklarınızı yanınızda götürün. Sabahtan akşama kadar tüm TV kanallarında siyaset tartışmaları ne amaçla yapılıyor öğrenin. Hatta çocuklarınızı oy kullanırken, oy kullanma kabinine yanınıza alın ve gösterin demokrasi nasıl işliyor diye. Kadınlara çağrı yapın, çocuklarınızı özgür ve demokratik tercih nasıl yapılır diye seçime çocuklarınız ile gidin diye…
Öyle kıçındaki bezle partiye üye yapmayı faaliyet, reklam, proje vb. çalışıyoruz diye birde haber yaparsanız acınacak duruma düşersiniz.
Son söz olarak; Yaşar Kemal'in en iyi romanlarından birinin içinde geçen sözlerle bitireyim;
"Bindiler de çektiler gittiler, o iyi insanlar, o dünya güzeli atlara... O yiğitler, o her birisi kaplan örneği şahinler, o ceren gibi atlara bindiler de başlarını aldılar gittiler. Bir daha, bir daha hiç gelmeyecekler. Hiç, hiç, hiç! Şu dünyanın yaşaması müşkül hal ilen. Bin iyiyi bir kötüye kul eden demirin tuncuna, .........."
Sağlıkla kalın.
Önceki yazınızda cvp verdiğinizde de kim olduğumu sormuşsunuz ben GÜLBAHAR PALA CHP SAMSUN İL KADIN KOLLARI Y.K.Ü
Kim diye sorarken CHP deki goreviniz olmasa Türkiye ve Samsun'a ne katkınız oldu onu sormak istedim. CHP yi Turkiye'de ve Samsun'da etkileriniz ve kitleniz ile bir yere getirmek için mi varsınız, CHP yi kullanip bir yere gelmek için mi? Onu sormak istedim.
Temizliğe önce kapının önünden başlamak lazım ki, geçen sizin temizliğini zi görsün sonra komşunun kapısını gündeme getirirsiniz.
Siz kapının önü ile uğraşırken Şehir, ÇÖPLÜĞE dönmüş.. Parti içi muhalefet elbette demokrasinin de gereğidir..Ancak bunu parti veya örgüt içinde yapabilirsiniz..Ülke yangın yerine dönmüş ama derdimiz chp....?
Keşke, parti içi kısır tartışmalar yerine ülke gündemine ilişkin eleştirel yorumlar yapsan....?
Temizliğe önce kapının önünden başlamak lazım.