Yazdıkça eleştiriliyorum ama yazmadıkça da aradaki farkı göremiyorlar ya kahroluyorum. Neden mi? Samsun’da eğitim ve sağlık konusunda partimiz bir dizi panel yapmış. Sağlıkta ne dediler belli değil ama eğitim için basında paylaştıklarını okudukça dehşete düştüm. Aynen alıntılıyorum. Belki sadece ben tıklayıp okudum gibi hissettim.
“İki konuyu özellikle önemsedik. Bunlardan bir tanesi, yerel yönetimlerle ilgili eğitim. Çünkü bizim yerel yönetimlerimiz eğitim konusunda merkezi hükümetin yapması gereken, açıkta bıraktığı birçok alanın üstlenmiş ve orayı kapatmak gerektiğiyle ilgili çalışmalar yapıyorlar, bunu önemsediğimiz için ayrı bir çalışma grubu olarak yaptık. Bir başkası da eğitim mekanları. Türkiye’de eğitim mekanları, eğitim yatırımları, başka alanlara aktarıldığı için, öğrencilerin mutlu bir şekilde gittikleri ya da eğitim formasyonunu doğru bir şekilde alacakları bir şekilde kurgulanmadıkları için o iki alanı özellikle yapılandırmaya gayret ettik. Biz sizlerle birlikte, sahayla birlikte, uzmanlarla birlikte, katılımcı bir şekilde parti programımıza yazacağız. Biz 22 yıldır yapıldığı gibi hükümetin yaptığı gibi oldubittiyle yapmayacağız. Çünkü partimizin genlerinde bizim ilkelerimiz var. Bu ilkeler nedir? Çocuğun ve gencin üstün yararı. Kamusal ve parasız eğitim. Eğitime erişimin eşit, adil ve fırsat eşitliğini öngörmesi. Biz bütün çalışmalarımızı, bu çerçevede yapıyoruz. Ve tabii ki laik ve bilimsel eğitim temel aldığımız ilkelerimiz. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeliyle ilgili olarak Danıştay'da yürütmeyi durdurma kararı almak için başvurduk. Yürütmenin yaptığı uygulamaların, kamuoyu bilgilendirme, basın açıklamaları medyadan takibini yapıyoruz. Ama en fazla biz sahada olmaya gayret ediyoruz.”
Bu ne demek?
Yerel yönetimler eğitime mi dahil olacak? Bu eğitimde özerklik anlamına mı geliyor? CHP’li belediyemiz olan Atakum’da okuyan öğrenci “laik” eğitim alırken, Yeniden Refah Partili Ladik ve Kavak ilçesinde okuyan öğrenciler “Milli Görüş” eğitimi mi alacak? Çarşamba bağımsız kazanan belediye sınırları içindeki öğrenciler ne eğitimi alacak? Bu şu demek mi? Laik eğitim isteyen İzmir’de okusun, muhafazakar eğitim isteyen Konya’da okusun ya da Kürt halkımızın yoğun olduğu belediyeler “özerk eğitim” adı altında öğrenci ve eğitim modeli seçimi mi yapsın?
Bunu tartışmadan nasıl basına veririsiniz?
Eğer yerel seçimlerde 1. parti çıktık diye söylediyseniz şunu hatırlatayım. Yerel seçimlerdeki başarı, İstanbul ve Ankara hattı müdafaası ile alındı. Yani sempatik ve kendinden olana oy verdi insanlar. Halk adam seçti. Yerel seçimlerde tek aday ve partisi vardı. Yüzde 50 aday olan kişi ve yüzde 50 parti etkisi düşünürsek, CHP yerel seçimlerde en az yüzde 50 oy almalıydı.
AK Parti yerel seçimlerdeki yenilgi nedenlerini, “ekonomik kriz, yanlış aday tercihi ve son ana kadar ek zam sözü bekleyen emeklilerin bu beklentilerinin karşılanamaması” olarak sıralandı. Kriz hep vardı ve emekliler oy vermeye bu sefer gitmedi. Yanlış aday ise; halka inemeyen, mental ve davranışsal olarak yorulmuş adaylar ve teşkilat yüzünden seçmen Ankara'da Mansur Yavaş ve İstanbul'da Ekrem İmamoğlu belediyeciliği ile bu kez yüzde 50 partiye değil, diğer yüzde 50 ile CHP adayına oy verdi.
Hatta CHP yerel seçimlerde adayların yüzde 50 oyunun üzerine ekleme yapmalıydı ama partinin oyu, adayların oyunu da düşürerek CHP olarak yüzde 37 oy aldı. Bunu başarı saymayın, eğer bu ortamda yüzde 50 oy anlamıyorsanız başarısızsınız demektir. Eğer yerel yönetimleri eğitime müdahale ettirirseniz önerdiğiniz eğitim modeli sadece yüzde 37’de kalır.
Eğer belediyeleri eğitim müfredatı yerine, eğitim kurumlarının eksikleri derseniz; biz öğrenci iken üst sınıflardan temiz kitap bulmaya çalışırdık, hatırlatayım. Şimdi kitaplar öğrencilerin önüne hazır geliyor, okullar bizim öğrenciliğinize göre teknolojik olarak çok ilerde. Gerisi de halkın ekonomik olarak yetersizliğinden kaynaklanan eksikler ve bunu düzeltmek içinde iktidara gelmemiz gerekiyor. Yoksa, belediyelerin dağıttığı kırtasiye veya taşıma su ile kalıcı çözüm olmaz.
Toplantıda eleştirdiğiniz “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” yerine şunu demeniz gerekiyor;
Dünya artık sınırlandırılmış eğitimlerden vazgeçerken, bizim artık sürekli değişen “müfredat bazlı eğitim modeline” değil, öğrencilerin ufkunu açacak “Rol Model”lere ihtiyacımız var. Nasıl mı? Örnek vereyim;
Skype adlı bir program var. Görüntülü canlı yayınlara katıldığımız bir program. 2003 yılında, Estonyalı ve Danimarkalı birkaç genç tarafından kurulup, birkaç yıl içinde tüm dünyada kullanılmaya başlandı. Ve bu program, bugün Türkiye’nin en yüksek ve en değerli markası olan “THY”den bile daha fazla paraya satıldı. Ve Estonya, eğitim modelini değiştirip, bu gençleri “rol model” alarak eğitim sistemini değiştirdiler. Facebook, Instagram, Twetter ya da X denilen paha biçilmez ve tüm dünyada kullanılan bu programları hep ülkemiz dışında ki gençler yaptı da biz niye yapamıyoruz?
Çünkü birileri bir eğitim modeli diyor, öbürü hayır bu eğitim modeli diyor. Bizim birinci amacımız, hepimizin artık şüphe etmeyeceği “laik eğitimden” önce, ülkeyi şaha kaldıracak “rol model” eğitimine ağırlık verilmelidir. İktidar sizin önünüze “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” diye bir şey koymuş, siz onunla uğraşırken asıl vurucu nokta olan, Selçuk Bayraktar vb. “rol modelleri” gençlere örnek olmaya devam ettiriyor. Ama CHP yıllardır halka ve gençlere örnek olacak “rol modelleri” çıkarmadıkları için aradaki bu farkı göremiyorlar. Nerden biliyorsun derseniz, yakın çevremden örnek vereyim. Yaşadığım yerdeki iki yöneticim, CHP’de yer bulmasalar ya da parti olmasa; evde ya torun bakan emeklilik hayatı sürecek kişiler yada gezgin olacak kişiler. Yani parti varsa onlar var yoksa kimse adlarını bile anmayacak kişiler. Gerçek bu, yüzleşin.
Tüzük Kurultayında Sayın İmamoğlu konuşmasında vura vura söyledi. Bu derslerden alınması gereken 2 tanesini tekrar edelim ve ne anlama geliyor anlatmaya çalışalım;
1- “Müzmin muhalefet dönemi artık bitmiştir”
2- “Attığımız her adımı ‘Bu adım bizi iktidara yaklaştırıyor mu?’ diye sorgulamak zorundayız”
Yapılan “eğitim paneli”nde aldığınız kararlar ile;
1- Müzmin muhalefetten başka bir şey olup olmadığını,
2- “Bugüne kadar hep sahadaydınız ve sahada olmaya devam ediyoruz” demeniz sizi iktidara yanaştırıyor mu? sorularını cevaplamanız dileği ile...
Sağlıkla kalın.