Geçtiğimiz günlerde İstanbul Pendik’te boş araziye terk edilen, daha sonra tedavi altına alınan Nisa Mihriban Bebeğimiz...
Hemen yoğun bakıma alınıp tedavisi başlanmış ancak tedavisi başlandıktan bir süre sonra kalbi durmuş.
Bir hekim olarak şunu söyleyebilirim ki: Çocukların ve bebeklerin en sağlam organı kalptir ve bir çocuğun/bebeğin tüm organ fonksiyonları dursa bile kalp kolay kolay durmaz; atmaya devam eder.
Tüm sistemleri çökse bile bir çocuğun, bebeğin kalbi en son durur!
Bu ne demek biliyor musunuz?
Bu, bir tıp gerçeği değildir; bir bebeğin kalbini mecazi olarak da paramparça ettiğimizin göstergesidir.
Bu adil olmayan hayatta, Nisa bebeğin kalbini nasıl kırdık ki kendi kendini durdurdu!
Yazık, ne acı!
Bu sözlerim belki çok tartışma yaratacak fakat inandığınız din hangisi olursa olsun benim düşüncem Tanrı bu dünyada adalet dağıtmıyor.
Bu cümlelerim sizi rahatsız edecektir, edebilir.
Yüce Allah insanlara akıl ve vicdan vermiş.
Kendi adaletini kendisi dağıtmıyor ancak bizim bu dünyada adaleti; akıl ve vicdanımızla sağlamamızı istiyor. Yani adaleti insanoğlunun tasarrufuna bırakıyor.
Kendi dünyamızın adaletinden bir birey olarak teker teker hepimiz sorumluyuz.
Çocuklarda ölüm veya hastalık korkusu yoktur. Çocuklar ölümden korkmazlar, çocuklar anneden babadan ayrılma korkusu yaşarlar.
Şaka olarak denize attığınız veya kötü şaka yaptığınız çocuğunuz ölümden korktuğu için ağlamaz, sizden ayrılma korkusu yaşadığı için ağlar.
Nasıl bir akıl tutulması ve vicdandır ki milyonlarca insanın hayali olan evlat sevgisine gözümüzü kapatıp canımızdan bir parça olan bebeğimizi tarlaya ölüme terk edebiliyoruz.
Minik Nisa bebeğim, Seni bulan ambulans ekibinin sana gösterdiği sevginin sana verilen son sevgi ve Sevgili Büşra'nın sana verdiği anne sütünün "SEN ÖLMEDEN ÖNCEKİ SON ANNE SÜTÜN" olduğunu ne sen ne biz bilebildik.
Kaç kalp atışlık, kaç nefeslik bir ömrün oldu. Ne kadar bahtsız bir bebekmişsin Nisa Bebeğim!
Küçücük bedenini, yiyerek bitiremediğimiz kocaman dünyaya sığdıramadık.
Artık sen süt kadar temiz gerçek bir meleksin.
Birkaç günlük hayatın, geride bıraktığın acı öykün umarım bize ders olur.
Dilerim ki senin için sağlayamadığımız adaleti, senden sonraki bebeklere sağlamak; bu dünya üzerinde adaletin sağlanması için elçi olmak isteyen herkese nasip olur.
Ben şüphe içindeyim, otopsi yapıldı mı acaba.
Teşekkürler hocam güzel bir makale olmuş.Kaleminize sağlık.
Bir şiir edasıyla anlattığın. Bu gerçek hikayeleri öylesine güzel kelimelere sığdırmışsınki hocam kalemine gönlüne sağlık
Kalemine sağlık. Gerçekten üzücü.
Sağ olunuz var olunuz efendim
Değerli bu hocam güzel yüreğinize sağlık. Kararmış vicdan ve sadece dünya merkezli bir hayatın teslimiyetine girmiş insanları Allah ıslah etsin. Korkusuz bebekler, korkak ve vicdanı çürümüş kocaman görünümlü sahipleri tarafından öldürülüyor. Çok acı.
Şevket Hocam, Elinize dilinize yüreğinize sağlık… Maalesef bu acı gerçekler aklı fikri şuuru olmayan hayvanat aleminde karşılaşılamayacak konular ,yani bir hayvan kadar da olamıyoruz ama gayreti ile canhıraş uğraşan Doktor sağlıkçı vb insanlar ile “yolda kalan insanlığımızı “ tamamlamaya çalışıyoruz ,Sağolun varolun … Sağlık ve sıhhatle .