Samsunspor ikinci yarı fikstür gereği puan sıralamasının yarısının altında kalan takımlarla karşı karşıya geldi. 6 maçlık dönemde üç galibiyet, üç de beraberlik çıkardı ve toplamda 12 puan elde ederek 7. basamakta ki yerini sağlamlaştırdı.
Amaç ilk altının içerisine dalıp orada sezon sonuna kadar yer edinmek. Gönül istiyor ki, ligi ilik iki içerisinde bitirip direkt olarak Süper Lig’e çıkmak. Gönül bu her şeyi ister istemesine de bunun için kalan 12 maçın neredeyse tamamını kazanmak gerekiyor.
Ernesto Che’nin dediği gibi “Gerçekçi ol, imkansızı iste.”
Neden olmasın ki?
Oynanan maçlara baktığınız da alınan sonuçlar şunu gösteriyor. Bunu önceki yazılarımda da belirtmiştim. Kimsenin kimseye karşı belirgin bir gücü, üstünlüğü yok. Herkes , herkesi yenebilecek güçte.
Ankaragücü, Bursaspor maçında konuk ekip önde iken iki net pozisyondan yararlanıp skoru 3-0’a getiremedi. Bedeli sonraki dakikalarda çok ağır oldu ve 2-1 yenildi. Ankara temsilcisi zirvede tek başına kaldı. O golleri kaçıran Afrikalıları biz el üstünde tutup, pamuklu yataklarda yatırıyoruz. Ceplerine de kabilelerinde göremeyecek miktarda dolarlar koyuyoruz.
Bu pozisyonları kaçıranlar Türk futbolcu olsa darağacında sallandırmaktan da geri kalmayız. Bunlar yapınca üç maymunu oynuyoruz. Bursaspor küme düşmemek için çırpınıyor. Adamların kaçırdıklarına bir bakın saçlarınızı yolun. Camia giden üç puana yanıyordur şimdi. Neyse, Acayip bir milletiz vesselam.
Dönelim tekrar bize.
On numaramız olmadığından Denizlispor maçında ki gibi 4-4-2 sistemini uygularsak, herkes özveri ile mücadelesini ortaya koyarsa Samsunspor’un bileği bükülmez. Kalan maçlarda üst sıralarda yer alanlarla karşılaşılacak. Zorlu maçların ilke Pazar günü Ümraniyespor ile. Adamlar haftayı puansız kapadılar. Bir darbe de bizim vurmamız gerekiyor ki, ilk iki ile açılan fark kapanmaya doğru yüz tutsun.
“Bu ligde yenilmeyecek takım yoktur, Samsunspor ile karşılaşmamış takım vardır.”
Durmak yok, yola tam gaz devam.