Birkaç gün hariç bu ligin üçüncülük basamağının sahibi 13. haftadan itibaren her daim Samsunspor olmuştur.
Son haftayı da içine dahil etmek isteyen camia Kayserispor karşısına mutlak galibiyet hedefiyle çıktı. Zira takipçisi Beşiktaş’ın, küme düşmesi kesinleşen Bodrumspor’a kaybetmeyeceği belliydi.
Hiçbir ince hesaplara giriş çıkış yapmamak için maç mutlak surette alınmalıydı.
Taraftar olayı içerisine dahil olmuş, tribün şovları ile atmosferi tavana çıkarmıştı.
Futbolcularda ki moral motivasyon tribün desteği ile maksimum seviye ulaşmış, maça etkin başlanmıştı. Ama beklenen gol bir türlü gelmiyordu. Rakip iyi bir savunma yapıyor, kaleci maçın tamamına baktığımızda panter kesiliyordu.
Kolay kazanırız, düşüncesi süre aktıkça endişeye dönüşüyordu. Hele ikinci yarının ilk dakikasında konuk ekibin orta şut karışımına benzer tuhaf bir şutla öne geçmesi, baştan aşağıya dökülen soğuk su misali duş etkisi yapıyordu.
Bir gole bu kadar sevinen bir takım görmemiştim. Kayserisporlu futbolcular ve teknik heyetin mutluluklarını kelimelerle anlatmanın tarifi yoktu. Aklıma değişik düşünceler gelmedi değil.
Gol sonrası maç duvar tenisine döndü. Taraftar takımını ateşledi. Stat inim inim inledi. Futbolcuların hırsı katlanarak arttı. Gönülden alkışlıyorum kendisini, Kayserispor’un kalecisi inanılmaz kurtarışlar yaparak üç direk arasında devleşti. Kaçan her gol pozisyonlarında kahrolduk durduk.
Maçı soğutma adına, zaman çalma adına konuk takımın her bir ferdi yattığı yerden kalkmak istemedi. Bu durum herkesi daha da öfkelendirdi. Çıkan bir tartışmada konuk takım hocası, yardımcısı, yöneticisi oyunda atıldı. Ama nedense hakem bir tek oyuncuyu atamadı.
Skorboard 90 dakikayı gösterdiğinde verilen 7 dakikalık uzatmayı anlatmaya sözcükler yetmez. 95. Dakika da Soner Aydoğdu kilidi kıran golü attı. Topu kale içerisinden alıp santra noktasına taşıyan oyuncu sayısı üçtü. Bu bize takımın her bir ferdinin tek yumruk, inançlı, azimli ve hırs dolu olduğunu gösteriyordu.
Uzatmanın son dakikasında Soner gibi oyuna sonradan dahil olan Muja’nın Emre’nin akıl dolu pasında şık plase ile attığı gol geldi. Herkes çıldırırcasına sevinç içerisine girdi. 19 Mayıs Stadı mutluluktan adeta yıkıldı. Öyle ki maçtan umudunu kesip stadı üzüntü içerisinde terk edenler bile koşarcasına geri döndüler.
Maçta son sözü Samsunspor söyledi, “Biz bitti demeden hiçbir şey bitmez” dedi.
Şair Nazım Hikmet’in ünlü ressam Abidin Dino’ya söylediği “Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” sözü Samsun’da hayat buldu. Mutluluğun resmini Samsunsporlu futbolcular çizdi.
Masa başında yapılan tüm planları yıktı geçti. Kendisini hesaba almayanlara, medya maymunlarına, balyoz gibi cevap verildi. Paraşütsüz küme düşer, ligin en vasat takımı ve daha pek çok unvanlar verdikleri Samsunspor takımı aldığı bu sonuçla utanmayan yüzlerine tükürdü.
Mutluyuz, gururluyuz.
Takım 23 yıl aradan sonra Avrupa arenasında boy gösterecek.
Kim ne derse desin, bu yılın Anadolu şampiyonu SAMSUN’dur. Herkes kabul etsin, taktir etsin.
İşlerine nasıl geliyorsa öyle, bu yılın lideridir kırmızı beyaz kara sevda.
Yazmasan olmaz, hatırı kalmasın bende.
Maçın hakemi de Allahlık Ali bey misali, ortada şaşkın ördek gibi dolaşıp durdu. Çok kötü bir futbol yöneticisi olduğunu biliyorduk, bir kez daha bizleri yanıltmadı.
Bakkaldan alıp göğsüne taktığı FİFA kokartını söküp atması, düdüğünü de asması gereken birine MHK hala maç yönettiriyor ya.
Yazıklar olsun.
Maç tamamlandığında Samsunspor, hem rakibini, hem hakemi, hem koltuğuna göz dikenleri, hem de ince hesap peşinde koşanları yendi.
Herkese en iyi cevap şaibesiz, sorgusuz, sualsiz saha içerisinde verildi.
Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.