Şahane ötesi bir vuruş ile takımını öne geçirmişti 32. doğum gününde Burak…
Sevinip dururken biz, konuk ekip kalesinde donyağın donu gibi duran kaleci Nurullah’ı fena avlayınca, kursağımızda kalıverdi koca bir lokma.
On dakika da yaşanan bu aksiyon, bizi heyecanlı, zevkli, kaliteli bir akşam yaşayacağımızın yalanına inandırıverdi.
Öyle olmadı.
Aman Allah’ım, tam tamına 50 dakika, iki takım nasılda uyutuverdi bizi, görmeyen inanamaz.
Ortadaki futbolun “f” si gazetelere zayi ilanı vermişti.
Yeni transfer Mathias Coureur’un 60.dakikada direkte patlayan topun çıkardığı ses takımı adeta uykusundan uyandırdı.
Uzatmalarla birlikte oynanan 35 dakika boyunca kırmızı beyazlılar sazı ele bir aldı, pir aldı.
Maestro Kubilay ışığın ucunu gösteren golü direk dibinden içeri itelediği topla gösterdi.
Bu çocuk için ben veremiyorum, şu sorunun yanıtını işin uzmanları versin.
“Kubilay maçın tamamında mı, yoksa üç de birinde mi oynatılmalı ?”
Helal olsun sana çocuk, helal olsun.
Kubilay, sonradan girdiği tüm maçlarda takımını adeta ipten aldı, almaya da devam ediyor.
Bakmayın üçüncü golün uzatmalarda geldiğine, Samsunspor rakibini çok ısırdı, çok da pozisyon kaçırdı, özellikle Mathias habire direkleri dövdü.
Maç sonunda galibiyet sevincini buruk yaşayacak olan Mathias’ı, verdiği enfes pas ile Hamroun teselli etti.
İnanıyorum ki bu ikili Samsunspor’a çok katkı sağlayacak.
Ümraniyespor maçının yaşattığı kaos ve beraberindeki can sıkıcılık bu galibiyetle ortadan kalktı.
İnanalım, birlik olalım, destek verelim.
Bu gençler yüzümüzü güldürmeye devam edecek.