Ege’de iki farklı karakterde bir takım izledik. İlk yarı sadece gol yememeyi düşünen, yediğinden fazlasını kabul etmeyip savunmada savaşan bir Samsunspor…
İkinci yarı ise titreyip kendine gelen, evine puansız dönmeyi düşünmeyen yediğinden hep bir fazlasını atmak isteyen bir Samsunspor…
Oyuna skor üstünlüğünü elde ederek başlamak büyük bir avantaj ancak Samsunspor, Yasin ile bu fırsatı değerlendiremedi.
Bunu kullanan ev sahibi ekip oldu.
Bir yan top da tüm savunma ayakta uyudu Selom Mayi cezayı kafa vuruşuyla kesti.
Yenen gol bile uyandıramadı takımı, mübarek hepsi kış uykusundalar.
Atağa kalkıldığında herkes başını kaldırıp Yasin’i arıyor.
Topu ona gönderiyor.
O da sağ olsun üzüm ezer gibi eziyor pozisyonları…
Devrenin uzatma dakikalarında her iki kalede kalecilerin müthiş kurtarışlarını izledik.
Bunun dışında ev sahibi ekip ikinci golü düşünürken, Samsunspor ise yememeyi planladı.
Papuçun pahalı olduğunu düşünen Samsunspor ikinci yarıya atak ve tempolu başladı.
Çok geçmeden de golü buldu.
Son buldu denen atakta topu inatla takip eden Hasan, Yasin’e “Al da at” dedi.
O da attı.
68’de sahanın en çok çırpınanı Tomane rakibine penaltı yaptırtınca Hasan ile öne geçildi.
Ancak bu üstünlük kısa sürdü.
Burak’ın talihsiz düşüşünü Ömer Şişmanoğlu affetmedi.
Ardından sahanın bitirici adamı Yasin oyuna henüz girmiş Melih’e şık bir pas attırıp takımını yeniden öne geçirtti.
Kalan dakikalarda skor korununca bu sezon ilk kez bir deplasmandan galibiyetle dönülme başarısı gösterildi.
Gelgitlerin bolca olduğu, toplamda beş golün atıldığı, bir o kadarının da kaçırıldığı, özellikle ikinci yarısı yüksek tempo, hırs ve mücadeleyle dopdolu bir maçın kazananı Samsunspor olunca keyifler bir başka oluyor.
Maç boyunca Denizlispor taraftarının Samsunspor aleyhine attığı galiz küfürlere anlam vermek mümkün değil.
Samsunspor düşmanlığını, kinliğini anlamış değilim.
Yakışık almadı bu davranış ve söylemler.