On yıllardır Samsunspor’un maçlarını, içeride dışarıda takip ederim. Ne sevinçler, ne hüzünler gördüm, nelere şahit oldum, inanın tahmin bile edemezsiniz. Ancak içlerinden hiçbiri utanç duyulacak seviyede değildi.
Ta ki Bursaspor maçına kadar…
Hayatımda ilk kez hakemin maçı uzatmamasını, 90. dakika dolar dolmaz bitirmesini yürekten istedim. Bunu Samsunspor’un geride olmasına rağmen istedim. Yenilgiyi kabul edip skor farkının açılmaması adına arzu ettim. Yardımcı hakemin kaldırdığı tabelada yazan rakamın küçük olması için içimden dua bile ettim.
Çünkü görünen köy kılavuz istemiyordu. On kişi kalmasına rağmen, bırakın maçı kazanmayı garanti altına almayı, daha fazlasını isteyen bir takım vardı sahada. Karşısında ise bayat kurabiye gibi dağılan bir Samsunspor. Daha fazla skor, daha fazla dalga geçilmeyi sağlıyordu.
Geçtiğimiz sezonun çocukları, bir yaş daha büyüyerek tarihi yeniden yazdılar. Samsunspor geçen sezon olduğu gibi yine farklı yenilgiyle çıktı Timsah Arena’dan…
Bu takım bu dayak ile aklını başına alır adam olur mu, olmaz mı? Bunu zaman gösterecek. Önce Kocaeli, sonra Bursa’dan eli boş dönüldü. Bu fatura hocaya yazar, başka kimseye değil. Hesabı verecek olan Altıparmak’tan başkası değil.
Vizyonu ve misyonu küçük, dar olanlardan medet ummak hatadır. Hocanın hafta içi yaptığı açıklama olaya bakış açısını açık seçik gösteriyor. Bu takımın 1. Lig’de kaldığı her sezon zarar yazar. Bu gerçeği hocanın da görmesi gerek. Hedefin 65 puan olması açıklaması ne demektir? Geçen sezonun verileri ortadayken. 70 Puanla süper lige çıkamayan Samsunspor’u 65 puanla play-off’a bile zor sokarsınız. Hocanın bu gerçeği görmezden gelmesi yakışır bir durum değil. Hoca bu taraftara ya şampiyonluk tattırırsın ya da şampiyonluk tattırırsın. İkinci bir şık, alternatif, yol yok. Bu böyle biline.
Rakiplerin yabancı oyuncularına bakıyorum, bir de bizimkilere. Bonservis bedeli ödememek transfer başarısı olarak gösterilmemeli. Bu kimseye fayda getirmez. Takımında oynamayan adamı almışsın, sende de aynı tavrı gösteriyorsa bu işte bir yanlışlık var demektir. Son iki sezonda yapılan transfer yanlışlıkları bu sezonda da tekrarlanmışsa, kusura bakmayın birileri artık sorgulanmalıdır. Başkanın sorumluluğu üzerine alması onurlu bir davranış gibi görülse de, onun da bu işten canının acıdığını hissedebiliyoruz.
Yolun başındayız, geçen sene ki gibi radikal kararların alınması geciktirilmemelidir. Zararın neresinden dönülürse kardır sözünü unutmamalıyız. Bursa’da karizmayı fena halde çizdirdik. Bu mahcubiyet emin olun bedenimizde derin iz bırakır…
Reva görenlere selam olsun…